Sizi biraz tanıyabilir miyiz?
1996 yılında İstanbul Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı Bölümünden mezun oldum ve 1997 yılında çalışma hayatına başladım. 2002 yılına kadar farklı firmalarda çalıştım. O tarihte, ben bu işi ya iyi bir mimari ofiste yaparım ya da iyi bir inşaat şirketinde yaparım ya da yapmam şeklinde bir karar aldım ve mesleği bıraktım. O dönemde Yamata Yatırım’da ki iş imkanı oluşunca mesleğe geri döndüm. Aldığımız proje eğitimi projeci olarak sektörde çalışmaya başlamak için “en azından benim için” pek mümkün değildi. Bu noktada benim büyük bir şansım vardı. Yamata Yatırım da Dizayn Ofis Koordinatörümüz Igor Ryss Rusya’dan değerli bir mimardı ve ona bağlı olarak çalışıyordum. 5 yıla yakın bir süre çalıştım orada ve onun sayesinde projecilik adına çok şey öğrendim. Daha sonra Era Mimarlık’ta çalışmaya başladım ve büyük ölçekli projelerin yanı sıra çatı bahçelerinin çözümlerinin ağırlıklı olduğu koordinasyon gerektiren projelerde çalışma imkanı buldum. Era Mimarlık’ta 6 tane Forum AVM projesinde görev aldım. En büyüğü olan Forum İstanbul, en detaylı ve zaman alıcı olanıydı. Sinpaş’ın Optimum proje ofisinde 1,5 yıl çalıştıktan sonra 2011 Ekim ayında ayrıldım. Hemen ofis açmadım ama bu süreçte işler, projeler gelmeye başladı, sonunda 2012 yılı Mayıs ayında kendi ofisimi kurarak çalışmaya başladım. “International Property Awards” ofisinin araştırma ekibi web sitemiz üzerinden projelerimizi inceleyip, teklifte bulundular. Bu durum bizim için çok büyük bir fırsat oldu, istenilen formatta sunum dosyamızı hazırladık ve sonuçlar açıklandığın da hem Türkiye’nin hem de Avrupa’nın en iyi peyzaj projesi ödülünü aldık. Bu ödülün, sektördeki firma bilinirliğimiz ve referanslarımıza olumlu katkısı oldu. Nef İnşaat, Rönesans İnşaat Ortadoğu Afrika Ofisi, Açık Mimarlık ile beraber Forum Çorum projesinde Multi Development ile proje çalışmalarımız devam ediyor.
Projeye hangi aşamada dahil oluyorsunuz?
Çoğu zaman mimari grup konsepti hazırlamış oluyor. Bazen mimari ofis ile konsepti beraber hazırlıyoruz ya da geliştiriyoruz. Konsept hazır olarak gelirse de biz onu uygulama projesine dönüştürüyoruz. Uygulama yapmıyoruz ama uygulama işleri için danışmanlık veriyoruz.
“Yeşili kattığınız her şey güzelleşir”
Bitki, işin makyajıdır. Çünkü yeşili kattığınız her şey güzelleşir, sadece çimin olduğu bir proje bile “doğru detaylarla” güzel olabilir. Burada önemli olan bitkinin yaşam alanıdır. Son 10 yılda 2 ya da 3 tane doğal zemin üzerine proje yaptım. Çok sayıda proje yapıyoruz ama birçoğu bina döşemesi üzerinde gerçekleşiyor. Biz projenin konsept aşamasında yer alırsak bitkiler, özellikle de ağaçlar için, doğru olan yeri ve kesiti diğer disiplinlerle birlikte geliştiriyoruz. Projeye sonradan dahil olduğumuz durumlar da olabiliyor. Talep edilen yer bitki gelişimi için uygun katmanların yer almasına müsaade etmiyor ise “olumsuz tepki alacağımızı bilerek” burada ağaç olmaz, yaşamaz diyoruz. Çünkü yaşamayacak bir bitkiyi dikmenin anlamı yok. Bu durumla karşılaştığımız zamanlar da oluyor. Bitkiyi dik ister yaşasın, ister yaşamasın sonrasını sen düşünme denebiliyor. Biz de ya tasarımı değiştirmeye ikna ediyoruz ya da anı kurtaracak dokunuşlar yapıyoruz, mesela tasarımda bitiş kotundan ağaç yer alıyorsa ve gerekli derinlik alt kotta öngörülmemiş ise, bitkinin yaşayabileceği toprağı taşıyabilecek, bitiş kotundan yüksekte saksılar ile (yerinde imalat veya taşınabilir saksılarla) çözümler üretmeye çalışıyoruz. Ama 30-40 cm toprak var sen dik yaşamazsa yaşamasın durumunda ağacı dikmiyoruz.
“Projelerdeki öncelikli konum, drenajı doğru çözmek”
Proje için özellikle de sert zeminler de en önemli şey drenajının sağlanması. Döşeme üzerindeyseniz bu drenajı sağlayacak olan giderlerin çok iyi çözülmüş olması lazım ki mekanik ve alt yapıda her şey birbirine bağlı gelişsin. Benim projelerdeki öncelikli konum drenajı doğru çözmek. Doğru çözülmemiş drenaj birçok sorun çıkarır. Bu durumu bildiğim için çözülmemiş bir projenin altına imza atmak istemiyorum, istemiyorum diyorum çünkü mükemmel olmasa da optimum düzeyde çözüm noktasına yaklaşamadığımız -projecinin karar ve yetkisinde olmayan konular gereği- projeler de oluyor.
Peyzaj projelerinde nelere dikkat edilmeli?
Bitki canlı bir materyal. Onun istekleri var kaprisleri var, konuşuyor sayılır. Rengini sarartıyor, çiçek açmıyorsa aslında derdini anlatıyor demektir. Bir ağaç normalden fazla çiçek açtıysa bilin ki bir sıkıntısı var. Bitki normalinden fazla çiçek açmışsa, normalden fazla meyve vermişse ben gidiyorum soyum devam etsin diyordur. O sıkıntılı noktaya gelmeden bitkileri, dinlemek, izlemek ve tanımak gerekiyor. Türkiye ve yurtdışında ki güncel projeleri sürekli takip ediyorum. Bu projelerde kullanılan, sert zemin malzemeleri, kent mobilyaları ve bitkilere bakıyorum. Rönesans İnşaat ile çalıştığımız, Irak Diwaniyah şehrinde yer alacak Stadyum peyzaj projesi ile ilgili olarak ön çalışma anlamında Sicilya’da bir fidanlığa gittim, Proje alanımıza yakın iklim koşulları için uygun bitki çeşitliliğini inceleme fırsatım oldu. Genel bitkisel materyal bilgimizin yanı sıra her farklı iklim bölgesinde ki her proje alanı için yeni bitkiler görüyorsunuz, yani her projede yeni şeyler öğreniyorsunuz.
Yapılan uygulamaları nasıl buluyorsunuz?
İnşaat yapılırken öncelik bina, o binayla ilgili detay ve malzemelere para veriliyor ama peyzajına geldiğinizde genel de para bitiyor ve sonuç proje de tasarlandığı veya istendiği gibi olamıyor. LEED, Bream gibi sertifikasyonlar iyi ki geldi, sürdürülebilirlik alanında getirdiği zorunluluklar sayesinde projelere olumlu katkıları olduğunu düşünüyorum. LEED Amerikaya ait bir sertifika Breeam ise İngiltere merkezli, aralarında bazı farklılıklar olsa da temel prensip sürdürebilirlik. Biz, sürdürülebilirliğin projeye kattığı değerleri anlatmaya çalışıyoruz. Bu noktada Rönesans’a verdiğim danışmanlığın da bana çok katkısı oldu. Yurt dışında hazırlanmış Leed sertifikası Silver, Gold adayı projeleri görme şansım oldu. Yani o projeler hazırlanırken nelere dikkat edilmiş onları görüyorsunuz. Burada bizim proje hizmeti verdiğimiz Forum Çorum projesi de Breeam sertifikasına göre projelendirilmekte.
Yarışma projenizden biraz bahseder misiniz?
Tuana Evleri projemiz ile “International Property Awards-Europe 2013” ödül töreninde “Türkiye ve Avrupa’nın en başarılı peyzaj projesi - Best of Turkey ve Best of Europe” ödüllerini kazandık. İzmit’te yer alan projemiz yaklaşık 36 bin metrekare peyzaj alanına sahip. Projemizin arsa alanı, 43 bin metrekare, bina alanı ise yaklaşık 7 bin metrekare. İstanbul genelindeki projelere bakıldığında projemiz, konut için ayrılmış gerçekten güzel bir peyzaj alanına sahip diyebilirim. Projede, sert zemin alanların da grinin tonlarını nasıl yakalarız orada nasıl bir motif oluştururuz, yeşilin tonları hangi kademelerde nasıl yükseltiriz; suya hangi detaylarla yer verirsek daha etkili olur, hangi malzemeler ve hangi mobilyalara yer verebiliriz üzerinde detaylı bir çalışma yaptık. Projenin yaklaşık yüzde 30’u da döşeme üzerindeydi. İnce detayı çok fazla olan bir projeydi ama güzel ve keyifliydi. Ayrıca her türlü detayı ile uğraştığınız bir işin beğeni görmesi daha da mutlu ediyor insanı.
Başka yarışma projeleriniz olacak mı?
Bu sene başka bir projeyle yarışmaya katılacağız. Projeci olarak işimizi iyi yaptığımızı düşünüyoruz. Çalıştığımız projeye değer katıyoruz ve o değeri de göstermek istiyoruz tabi ki. Bu projede bakalım ne olacak dosyamızı mart ayında teslim edeceğiz ama sürecimiz hızlandı sonucu heyecanla bekliyoruz.
Peyzaj mimarlığının Türkiye’deki yeri hakkında ne düşünüyorsunuz?
Peyzaj mimarlığına 1997’de başladım, o zamandan bu zamana çok şey değişti. Son 3-4 yıldır özellikle, konsept ve uygulama tekniklerinde gelişmeler yaşandı. İstanbul Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü 4. sınıfları için WorkShop’larım var, onlarla mezuniyet öncesi deneyimlerimizi paylaşıyoruz. Fakülteler de bizim zamanımıza göre şimdi öğrencilerin önlerini daha fazla açıyor. Bizim zamanımızda internet yoktu biz her şeye tırmanarak ulaşmaya çalışıyorduk.
“Bugün artık peyzajında disiplini var”
Fakültemin bugün projecilikle ilgili vermiş olduğu eğitim, benim eğitim aldığım dönemden çok daha ileride. Bu gelişmeyi fakülte ziyaretlerimde asılmış projelerde, maketlerde görebiliyorum. Güncel detay ve sunum tekniklerine rastlayabiliyorum. Bugün artık peyzajında disiplini var. Sadece peyzaj projesi yaparak para kazanmak mümkün değildi ama artık günümüzde proje ofisi açıp para kazanma fikri gelişti. Yurt dışında yapılan projelerin, ödüllerin bunun gelişmesinde çok etkisi var.
Biten projelerinizden bahseder misiniz?
NEF 11 konut ve ofis projeleri bitti, uygulamaları devam ediyor. EA İnşaat için yapılmış Kartal Kule projesi var, henüz kaba inşaat aşamasındalar. Gebze AVM ve Bakü’de bir villa projelerimiz oldu. Karabük Üniversitesi için Alan Mimarlık’la bir çalışmamız oldu. Onlara 2 tane farklı konsept hazırladık. Duka Dizayn ile Varyap Plaza’da çalıştık. Sibirya da bir sanat okulunun siteplan çalışmaları tamamlanan işlerimiz arasında yer alıyor.
Devam eden projeleriniz nelerdir?
Devam eden projelerimiz ise NEF 10. Geçtiğimiz hafta tamamladığımız çalışma ile NEF 3’ün bitkisel alanlarını yeniden tasarladık. Forum Çorum’un ihale paketini teslim ettik uygulama projesi çalışmalarımız devam ediyor. Önümüzdeki ay itibariyle Rönesans İnşaat’ın Irak da yer alacak olan Al-Sunbula Stadyum projesine başlayacağız. Konsept tasarım bize geldikten sonra, biz uygulama projelerini hazırlayacağız. Florya da yer alan bir villa projesi de devam eden işlerimiz arasında yer alıyor.
Boytorun Mimarlık tarafından Arnavutköy’de tasarlanan Durusu Milltown projesi bölgenin konut, ticaret ve kamusal alan ihtiyaçlarını karşılama hedefiyle hayata geçiriliyor. Kişi başına düşen sosyal ala...
Devamını Gör...
Özer Ürger Mimarlık tarafından tasarlanan Güngören Gösteri Merkezi (GGM) ve Kent Parkı projesi, yapı ile çevresi arasında kurulan güçlü bağlar sayesinde İstanbul’un en yoğun nüfuslu bölgelerinden biri...
Devamını Gör...
Ulusal ve uluslararası ölçekte atlı spor kulüplerine imza atan Equine Design Studio, Şile’de uluslararası yarış standartlarına uygun niteliklerde özel bir binicilik merkezi tasarladı
Devamını Gör...