Debu Tasarım Mimarlık hakkında bilgi alabilir miyiz?
Mimari tasarım alanında 2010 yılında başlayan ortaklığımızı 2013 ylında Debu Tasarım Mimarlık bünyesine taşıdık. Mimarlık, iç mimarlık ve mimari danışmanlık alanlarında İzmir’de faaliyet gösteriyoruz. Mimarlığı sadece bina tasarlamak olarak görmeyen, bir projeyi ele aldığında tüm yaşantı kurgusuna dair senaryolar oluşturup, açık-kapalı alanlarıyla, kent ile ilişkisiyle bir bütünlük içerisinde kendine özgü bir kimliği olan projeler oluşturmayı hedefleyen bir ekibiz.
Proje çalışmaları ya da inşaatları devam eden projeleriniz nelerdir?
Güncel projelerimiz; İzmir/Güzelbahçe’de inşaatı devam etmekte olan Güzelvadi Villaları ve İzmir/Narlıdere-Limanreis’te inşaat aşamasının başında olan Villa Liman isimli projelerimizdir. Güzelvadi Villaları projemiz 15 bin metrekarelik arazi üzerinde 34 adet tripleks villadan oluşuyor. Proje, yeşil alanları, yüzme havuzları, çocuk parkları, rekreasyon alanları ve ticari merkezi ile birlikte tam bir yaşam kompleksi olarak tasarlandı. Oturduğu alandaki eğimi pozitif bir özelliğe dönüştürecek şekilde projelendirilen yapıda, hiçbir bina bir diğerinin manzarasını kapatmayacak şekilde düzenlendi.
“Villa Liman bölgede öncü olmayı hedefleyen butik bir tasarım”
Villa Liman projemiz ise yalnızca 4 adet villadan oluşan, farklı bir tasarım anlayışıyla şekillenen ve bulunduğu bölgede öncü olmayı hedefleyen butik bir tasarımdır. Proje ikiz villaları birbirinden ayıran bir duvar konsepti etrafında gelişti. Arsanın durumundan dolayı ikiz olarak tasarlanan villalar, bu duvar sayesinde tamamen tekil birer villaya dönüştürültü. Henüz projelendirme aşamasının çok başında olan yaklaşık 150 bin metrekarelik inşaat alanına sahip bir karma kullanım projesinin çalışmalarına da devak etmekteyiz. Aydın/Söke’de hayata geçirilmesi planlanan proje için çalışmalarımız sürüyor. Ayrıca “Villa Liman” projesiyle adımımızı attığımız Limanreis’te iki adet özel villa tasarımına da başlamış bulunmaktayız.
Ülkemizde mimari ve tasarımın gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye’de mimari tasarım anlayışının inşaat sektörüyle beraber yükselen bir grafik içerisinde olduğuna inanıyoruz. Sektördeki bu gelişim ile beraber daha kaliteli mekanlar ve kaliteli binalar yapılmaktayken, çok sayıda ve hızlı proje üretme gayesi, tasarlanan alanlarda bir kimlik sorunu yaratmaktadır. Gerçekten üzerine düşünülüp tartışılarak tasarlanan, sadece kullanıcısına değil, kente bir değer katacak yapılar malesef çok az sayıdadır.
Sektörün en önemli sorunları sizce nelerdir?
Bize göre en temel sorunlarımızdan bir tanesi mimari tasarım dediğimiz zaman akıllara sadece “bina” gelmesidir. Oysaki mimar bir projeyi ele aldığında sadece ortaya koyacağı binanın plastik etkisini değil, ele aldığı alanın tamamının açık- kapalı alanlarıyla, kent ile kurduğu ilişkiyle; kente, kentliye ve doğal çevreye katacaklarını düşünmek zorundadır.
“İnşaat sektörünün en önemli sorunu plansız büyümedir”
İnşaat sektörünün en önemli sorunu son yıllarda bu sektördeki büyümenin plansız olmasıdır. Güvenli ve kaliteli konut stoğu açığımızı kapatırken kentlerimizin yaşanabilirliğinden ödün vermeye başlıyoruz. Eğer sektördeki büyümeyi şeffaf ve katılımcı şehircilik anlayışıyla birleştirmeyi başarabilirsek, sektörümüzün şuan sahip olduğu büyüme daha da ivme kazanabilir.
Kentsel dönüşüm çalışmalarını bir mimar olarak nasıl değerlendiriyorsunuz?
Özellikle deprem açısından güvenlikli, kaliteli kentler için kökten yapılacak çalışmaları destekliyoruz. Ancak böyle bir çözüm üretilirken, kentlerin birer makine olmadğını, yaşayan birer organizma olduklarını düşünmek gerekmektedir. Öncelikle yapılması gereken kentsel dönüşüm kavramını bir binayı yıkıp yerine yeni bir bina yapmanın ötesine taşıyabilmektir. Böylesine kökten bir çözüm yapılacaksa plansız gelişmiş olan alanların da yeniden ele alınması ve bir masterplan hazırlanarak bölgenin yeni nüfusunun öngörülmesi, bu nüfusun ihtiyaçlarını karşılayabilecek kentsel donatıların hesaplanması, yapılan bu hesaplar sonucu bu bölgelerin ihtiyaçlarına göre gerekecek olan semt polikliniklerinin, okulların, park alanlarının da hazırlanan masterplan içerisinde yerini alması gerekmektedir. Kentsel dönüşüm bugün maalesef sadece deprem güvenliği olmayan yapıları yıkıp yerine teşvik amacıyla daha yüksek yapılar yaparak ilerleyen ve sadece rant kavramına hizmet eden bir şekilde uygulanmaktadır; ve bu uygulamalar yalnızca bizi daha yeni plansız alanlara sahip olma tehlikesiyle karşı karşıya bırakmaktadır. Ayrıca bir bölgeyi “iyileştirmek” adına düşük gelir düzeyine sahip insanların başka yerlere taşınmaya zorlanması sosyo-ekonomik olarak düşünülmüş bir çözüm değil sadece bu sorunu gözardı etme girişimidir.
Sektörün kalifiye eleman durumunu, sorununu, mimarlık eğitimini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Mimarlık eğitiminin en büyük sorunu ülkemizde teknik bölümlerin hala uygulamalı eğitim verememesidir. Bu gün mimarlık bölümünden yeni mezun olan bir meslektaşım malesef teorik bilgilerini uygulama safhasına aktarırken çok zorlanıyor. Ayrıca gerekli donanıma sahip olmasa bile hemen her üniversiteye mimarlık bölümünün açılmasının da sektördeki kalifiye mimar sayısını azalttığı kanısındayız. Eğitim konusunda iyimser olduğumuz konu da bazı köklü üniversitelerin bir takım yarışma ve aktivitelerde aktif rol oynayarak mesleğini seven ve onun için heyecan duyan mimarlar yetişmesine vesile olmasıdır.
Sektöre dair 2014 yılı öngörüleriniz nelerdir?
2014 yılınıda inşaat sektöründeki büyümenin devam edeceği kanısındayız. Ancak Sektördeki bu hızlı gelişimin ya da kontrolsüz büyümenin yan etkisi olan plansızlığın, bunu negatif bir yöne çekebileceği kaygısını da taşıyoruz. Bu anlamda sektörde inşaat firmalarından gayrimenkul danışmanlarına, mimarlardan, belediyelere kadar herkese önemli bir görev düşüyor. Sektörde daha verimli bir gelişimin olabilmesi için önce “Bu inşaatları kimin için yapıyoruz?” sorusunu sormamız gerekiyor. Ancak “insan” faktörünü, planlanan alanların içerisine, “odak” olarak konumlandırdığımız sürece, yaşayan, çevresiyle etkileşim içerisinde bulunan kentler, alanlar ve binalar elde etmek mümkün olabilir.
Firma olarak 2014 yılı ve daha uzun vadeli beklentileriniz vehedefleriniz nelerdir?
2014 yılı için öncelikli hedefimiz yeni ve idealist bir firma olarak sektördeki yoğun rekabet ortamına rağmen kriterlerimizden ödün vermeden ayakta kalabilmek ve gurur duyacağımız yeni tasarımlar sunmaktır. Çok sayıda proje üretmek kaygısıyla değil, nitelikli ve özel projeler üretmek gayesiyle yola devam etme gayretindeyiz.
Boytorun Mimarlık tarafından Arnavutköy’de tasarlanan Durusu Milltown projesi bölgenin konut, ticaret ve kamusal alan ihtiyaçlarını karşılama hedefiyle hayata geçiriliyor. Kişi başına düşen sosyal ala...
Devamını Gör...
Özer Ürger Mimarlık tarafından tasarlanan Güngören Gösteri Merkezi (GGM) ve Kent Parkı projesi, yapı ile çevresi arasında kurulan güçlü bağlar sayesinde İstanbul’un en yoğun nüfuslu bölgelerinden biri...
Devamını Gör...
Ulusal ve uluslararası ölçekte atlı spor kulüplerine imza atan Equine Design Studio, Şile’de uluslararası yarış standartlarına uygun niteliklerde özel bir binicilik merkezi tasarladı
Devamını Gör...