Karaköy antrepolar bölgesinde bulunan 5 numaralı antreponun Mimar Sinan Üniversitesi’ne tahsis edilerek bir modern sanatlar müzesine dönüştürülmesi projesi, tamamlandığı 1960 yılından bu yana kentin kalbi sayılabilecek bir noktada içine girilemeyen bir yer olarak varolan bu alanın kamu kullanımına açılması açısından büyük bir adım olarak değerlendirilebilir. Müzenin, aralarında geç Osmanlı’dan günümüze, modern Türk resminin önemli eserlerinin de olduğu yaklaşık 8000 esere ev sahipliği yapması planlanıyor.
Alandaki yapıların tümünün cephelerinde açığa vurulan betonarme grid, kuşkusuz kentsel bellek içinde bu yapılara ilişkin en güçlü imge. Yapının mimarı Sedad Hakkı Eldem için bu gridin anlamı, Türk mimarlığının kurucu elemanı olarak gördüğü ‘çatkı’ya yaptığı referansla pekişiyor olsa gerek. Antrepo yapısını müzeye dönüştürürken ana motivasyon, kentsel bellekte yer tutan bu gridin sürdürülmesi ve yeni işlevleri içine alabilecek şekilde değerlendirilmesi olarak ortaya çıktı. Bu bağlamda, betonarme taşıyıcı sistem olduğu gibi korunup duvarlar ve döşemelerin kaldırılmasıyla, içine yeni müzenin ‘konteyner’lerinin yerleşebileceği üç boyutlu bir yapısal grid elde edildi. Eserler, küratöryal bir yaklaşım doğrultusunda kategorize edilerek, gruplar halinde bu konteynerlerin içlerine yerleştirildi. Konteynerler rampalar ve köprüler ile birbirine bağlanarak bir dolaşım rotası oluşturuldu. Yapıyı saran şeffaf cephe ziyaretçilerin bir odadan çıkıp diğerine doğru ilerlemeleri esnasında İstanbul manzarası ile karşı karşıya kalmalarına imkan verdi.
Giriş mekanının anıtsal boşluğu, müzeye ticari üniteler, atölye mekanları ve kamusal kullanıma açık işlevler ile zenginleştirilen, ferah bir mekandan girilmesine imkan verdi. Yapının caddeye bakan cephesini kaplayan gridal strüktürün arkasına yerleştirilen media-mesh duvar, müze ve kent arasında bir ara yüz görevi görürken uzun süredir kente soğuk durmuş olan bu yapının yeniden kentle iletişime geçmesine olanak tanıdı.
Boytorun Mimarlık tarafından Arnavutköy’de tasarlanan Durusu Milltown projesi bölgenin konut, ticaret ve kamusal alan ihtiyaçlarını karşılama hedefiyle hayata geçiriliyor. Kişi başına düşen sosyal ala...
Devamını Gör...
Özer Ürger Mimarlık tarafından tasarlanan Güngören Gösteri Merkezi (GGM) ve Kent Parkı projesi, yapı ile çevresi arasında kurulan güçlü bağlar sayesinde İstanbul’un en yoğun nüfuslu bölgelerinden biri...
Devamını Gör...
Ulusal ve uluslararası ölçekte atlı spor kulüplerine imza atan Equine Design Studio, Şile’de uluslararası yarış standartlarına uygun niteliklerde özel bir binicilik merkezi tasarladı
Devamını Gör...