Özgüven Mimarlık; İstanbul Uluslararası Finans Merkezi, Tema İstanbul, Vaditepe Bahçeşehir, Mavera Başakşehir, Hoşdere ve Zekeriyaköy Kentsel Tasarım Projeleri, Ankara Otonomi Master Planı, Merkez Kayaşehir ve Bahçetepe Konut Projeleri gibi ülkemizin en önemli mimari çalışmalarına imza atmış bir ofis.
Sektöre dair değerlendirmeleriniz ile başlayabilir miyiz?
Uğur Özer Özgüven: Kaliteli mimarlık yapabilmek için kaliteli müşteriye ihtiyacımız var. Bunu belli yatırımcılarla çok rahat yakalayabiliyoruz. Ama bir projenin tüm aşamalarında kaliteli ve bilinçli bir yaklaşıma ihtiyacımız var. Bir yapıyı hayata geçirirken yatırımcı, yönetmelikler, resmi kurumlar, kamudaki teknik personel ve bunlara ek olarak piyasa kuralları ve müşteri tercihleri... Tüm bunların sentezini iyi yaptığınızda, özgün ve kaliteli yapılara imza atabiliyorsunuz.
“Kaliteli mimarlık için kaliteli müşteriye ihtiyaç var”
Özgüven Mimarlık’ın devam eden projeleri nelerdir?
Vaditepe Bahçeşehir, Otonomi, master planı ve kentsel dönüşüm planını tamamladığımız Hoşdere Kentsel Tasarım projesi, Bahçekent Emlak Konutları ismiyle satışa çıkan Bahçekent Evleri, Ege Yapı - Yedikule projesi, İstanbul Uluslararası Finans Merkezi projelerimizi ilk olarak sayabilirim. Trabzon merkezde oldukça büyük projemiz var; henüz ismi netleşmedi. Konut ve ticari merkezleri içeren yaklaşık 1.100 bağımsız bölümden oluşuyor. Mardin’de bir proje gerçekleştireceğiz, görüşmelerimiz devam ediyor.
Vaditepe Bahçeşehir projenizi konuşabilir miyiz?
Vaditepe Bahçeşehir, bizim KİPTAŞ için yaptığımız ilk projemiz. 4 bin 500 konut var. Yaklaşık 300 bin metrekarelik arazide gerçekleştirilen projenin inşaat alanı ise 1 milyon metrekare civarında. Yaklaşık 10 ay önce başladı projelendirme çalışmaları. Toplu konut konusu bizim çok iyi bildiğimiz, geliştirdiğimiz, doğru noktalarda gelşitirmeyi başardığımız bir alan. Biz “insana dokunan” projeler gerçekleştiriyoruz. Türk konut alıcısının belli talepleri ve kuralları var. Bunları önemsiyoruz. Vaditepe Bahçeşehir projemizde de buna öncelik verdik.
“Vaditepe Bahçeşehir ezberleri yıkan bir proje oldu”
Toplu konut deyince, 2005 yılına kadar çevresi duvarlarla örülmüş, izole yaşamların olduğu bir anlayış hakimdi. Son yıllarda bu değişti. Çevresi ile etkileşim içerisinde olan toplu yaşam alanları, planlı kentler yaratıyoruz artık. Vaditepe Bahçeşehir bu anlamda o ezberleri yıkan bir proje oldu. Ayrıca bildiğim kadarıyla tek seferde yapılan en büyük konut projesi. Projelendirme ve inşaat tek etap olarak yapıldı. Sadece satış iki etaplı olarak gerçekleştiriliyor.
Prolerinizi kentsel tasarım yaklaşımıyla mı yapıyorsunuz?
Biz, küçük çaplı bir çalışma bile olsa tek parsele bakarak proje geliştirmiyoruz. Bütün projelerde kentsel ölçekten başlayıp parsele doğru geliyoruz. Geçmişin etkileri ile, geleceğin başarılı ve yaşanabilir kentlerini yaratmayı amaçlıyoruz.
“Gelenekselliği modernize ederek günümüze aktarmaya çalışıyoruz”
Biz,Türk Mimarlığı açısından “kapağı açılmamış bir hazinemiz“ olduğu fikri ile kurulduk. Hepimiz yurt dışına gittiğimizde, her yerde Osmanlı yapılarını görüyoruz. Üç kıtaya yayılmış bir kültürden geliyoruz. Bizim ülke olarak önemli bir şansımız var. Geçmişten gelen tarihimizi, kültürümüzü, teknolojimiz ile birleştirdiğimizde önemli mimari eserleri ortaya çıkartacağımıza inanıyoruz. Bunun için ofis olarak gelenekseli modernize ederek günümüze aktarmaya çalışıyoruz.
Yakın zaman önce MIPIM’e katıldınız, gözlemlerinizi paylaşır mısınız?
Sektörün uluslararası alandaki en büyük organizasyonu olan MIPIM, 2014 yılında da oldukça renkliydi. Bizim ilk MIPIM tecrübemiz olmasına rağmen oldukça verimli geçtiğini söyleyebilirim. MIPIM‘de yabancı yatırımcılara özellikle İstanbul Uluslararası Finans Merkezi’ni anlattık. Etkinlik kapsamında paylaşabileceğim genel eğilim sağlıklı şehirler, kentsel tasarım ve planlama üzerineydi. En çok ilgi gören standlar da bunun üzerine olan çalışmalardı. Sektörün gelecek vizyonuna baktığımızda inşaat ve yatırım sektöründe bizi nelerin beklediğini görme fırsatımız oldu. İnşaat ve yatırım kısmında, yılın son çeyreğiyle birlikte ufak bir şekil değişimiyle ilgili ciddi bir artış olacak, kentsel yenileme projeleri ve ticari-ofis yapıları yatırımlarında artışlar bekliyoruz. MIPIM’de sergilenen projelerdeki ağırlık da bu yöndeydi.
Bu tarz etkinliklere katılmanın getirileri sizce nelerdir?
Bu tarz global etkinlikler önemli. Çünkü uluslararası piyasalara açılmanın bir yolu da buralardan geçiyor. Biz, yaptığımız ulusal ve uluslararası projeleri yerli ve yabancı katılımcılarla paylaşma fırsatı bulduk. Çeşitli görüşmeler yaptık ve önümüzdeki dönemde tekrar bir araya gelmek için birçok firma ile randevulaştık. Sonuç olarak beklentilerimizin karşılandığını söyleyebilirim. MIPIM’de de olduğu gibi, bu tarz etkinliklerde Türk gayrimenkul sektörü oldukça yoğun ilgi görüyor. Türkiye’nin finans merkezi vizyonu, Türkiye ve bölge için önemi, projede geçmişten bugüne geçilen aşamalar, projenin Türk mimarisine getirdiği yenilikler ve mevcut gelişim durumunu paylaşma adına oldukça verimli buluyorum.
Dünyada marka mimarların kısa süre sonra Türkiye’den çıkacağı dile getiriliyor, siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Buna ben de çok inanıyorum. Ama bunun kopyala-yapıştır mantığıyla yakalanabileceğine inanmıyorum. Tüm mimarlık ve inşaat sektörü olarak teknolojiyi çok yakından takip etmek zorundayız. Avrupa’yı ele alırsak şehircilik açısından bizden 20 yıl daha öndeler. Onun dışında eşit olmadığımız hiç bir konu yok. Sadece donanımlı olmalı ve bunu projelere yansıtmalıyız. Tabir-i caizse aynı silahları kuşandığımız müddetçe hiçbir eksiğimiz yok. Yeter ki şu düşünceden kurtulalım: Geleneksel çok kötüdür, modern mimarlık yapalım. Modern mimarlığı elbette yapalım. Ama kendi kültürümüzden kopmadan, “modern” ve “moda” kavramlarını karıştırmadan.. Bunu sağladığımızda tam anlamıyla dünya şehirleri yaratacağımızı düşünüyorum.
Kentsel dönüşüm konusunda ne düşünüyorsunuz?
Bizim ofis olarak aktif yer aldığımız biri konu değil. Ancak ben kentsel dönüşümü memleket meselesi olarak görüyorum ve çok önemsiyorum. Sağlıksız yapılar, ülke olarak dertli olduğumuz bir konu. Ancak kenstel dönüşüm yaparken bilinçli olmamız gerektiğini düşünüyorum. Mevcut binayı yıkıp yeniden yaptığımız zaman kentsel dönüşüm yapmış olmuyoruz. Belli alanların kurtuluşunun sadece kentsel dönüşüm ile sağlanacağı açıktır. Bunun için sosyal donatıları, yeşil alanları ve altyapısı ile kurgulayıp gerçek anlamda kentsel dönüşüm yapmalıyız. Bunu sağlamak konusunda devlete önemli görev düşüyor. Sadece yasayı çıkarmak yeterli değil. Bunun bir şehircilik meselesi haline getirilmesi gerekiyor. Bu konuda insanların bilinçlendirilmesi ve doğru uygulamaların hayata geçirilmesi için siyasilere ve yerel yönetimlere büyük iş düşüyor.
Vaditepe Bahçeşehir
Özgüven Mimarlık’ın öne çıkan projelerinden Vaditepe Bahçeşehir, KİPTAŞ tarafından Bahçeşehir’de gerçekleştiriliyor. 284 dönüm arsa üzerinde yükselen Vaditepe’de 4 bin 500 konut tasarlandı. Proje; geniş peyzaj alanları, yürüyüş yollarıyla öne çıkarken, hemen önünde yer alan Bahçeşehir parkı da ayrı değer katıyor. Bahçeşehir’de yeşille iç içe bir konumda yükselen Vaditepe, Bahçeşehir gölüne hakim konumuyla da dikkat çekiyor. Projede 25 bin metrekarelik ticari alanın yanı sıra; kapalı yüzme havuzu, tenis kortu, fitness center, sauna, Türk hamamı, vitamin bar, dinlenme terasları, çocuk oyun alanları ve geniş yeşil alanlar yer alıyor. 2016 yılında teslimlerin yapılacağı proje, TEM otoyoluna 1 km mesafede konumlanıyor. Az katlı ve yüksek katlı blokların bir arada yer aldığı projede, klasik mahalle yaşantısını yansıtan ve modern şehir hayatını taşıyan sokaklar bulunuyor. Vaditepe, 1+1’den 5+2’ye kadar değişen farklı daire tiplerini bir arada sunuyor.
Hoşdere Kentsel Tasarım Projesi
Master planı Özgüven Mimarlık tarafından tasarlanan Hoşdere Kentsel Tasarım Projesi, bölgenin ekolojik bir kent olarak yeniden yapılanmasını sağlıyor. İlk etabı 1.650 dönümü kapsayan projenin maliyeti yaklaşık 2.5 milyar TL. Özgüven’in ana yüklenici - konsorsiyum lideri olduğu proje, Amerikalı HOK (Chicago ve St. Louis ofisleri) ve Türkiye’den imar planlama firmalarıyla birlikte hayata geçiriliyor. Kentsel tasarım projesinin tamamlanıp imar planlarının onaylanmasının ardından, projenin ilk etap uygulaması olan yaklaşık 2 bin bağımsız bölüm ve sosyal donatılardan oluşan ilk etap mimari projeleri yine Özgüven tarafından tamamlandı. İkinci etap için de tasarım çalışmaları devam ediyor. Projenin ilk etabı olan Bahçekent Emlak konutlarının bitiş tarihi 2015 yılı ikinci çeyreği olarak hedefleniyor. Projenin tamamı, küçük bir Anadolu şehrine yakın bir nüfus barındıracak kapasitede olduğundan, tüm Hoşdere’nin tamamlanması yaklaşık 10 yılı alacağı tahmin ediliyor. Hoşdere kentsel tasarım projesinden potansiyel büyüme alanı yaklaşım 3,5 milyon metrekare. Başlangıçta 1.650.000 metrekarelik alanı imara açılmış, devamında potansiyel büyüme alanıyla birlikte ele alınarak kalan kısmı ikinci etap olarak planlanacak. Proje kapsamında ilk olarak gerçekleştirilen bölüm olan Bahçekent Emlak Konutları’nda toplam 1.506 adet konut, 282 adet ticari ünite, 1 ilköğretim okulu, 1 kreş ve 1 cami bulunuyor.
İstanbul Uluslararası Finans Merkezi
Sermayenin başkenti İstanbul, Avrupa’nın en hızlı büyüyen ekonomisine yaraşır tasarımıyla yeni bir finans merkezine kavuşuyor. Özgüven’in de içinde bulunduğu bir konsorsiyum tarafından tasarlanan İstanbul Uluslararası Finans Merkezi, 4,5 milyar TL yatırım maliyeti ve Ataşehir’de yaklaşık 3.2 milyon metrekarelik toplam inşaat alanı ile İstanbul’u geleceğin finans ve yatırımın başkenti olmaya hazırlıyor. Projenin merkezinde yer alan Özgüven; genel silüet, ana kararlar, kat yükseklikleri, taban alanları ile bütün fizibilite çalışmasını içeren ilk aşamada ve parsel sahiplerinin kendi projelerini tasarlamalarına da imkan verecek şekilde ana tasarım el kitabının oluşturulduğu ikinci aşamada da yer aldı. Özgüven bu projede; Gensler, HOK ve ARUP gibi önemli firmalarla işbirliği yaptı.
Boytorun Mimarlık tarafından Arnavutköy’de tasarlanan Durusu Milltown projesi bölgenin konut, ticaret ve kamusal alan ihtiyaçlarını karşılama hedefiyle hayata geçiriliyor. Kişi başına düşen sosyal ala...
Devamını Gör...
Özer Ürger Mimarlık tarafından tasarlanan Güngören Gösteri Merkezi (GGM) ve Kent Parkı projesi, yapı ile çevresi arasında kurulan güçlü bağlar sayesinde İstanbul’un en yoğun nüfuslu bölgelerinden biri...
Devamını Gör...
Ulusal ve uluslararası ölçekte atlı spor kulüplerine imza atan Equine Design Studio, Şile’de uluslararası yarış standartlarına uygun niteliklerde özel bir binicilik merkezi tasarladı
Devamını Gör...