Betonarme ve çelik yapıların tasarımı alanında faaliyet gösteren firma; rezidans, konut, otel, turizm kompleksleri, alışveriş merkezleri, sağlık ve spor tesislerinin yanı sıra ağır sanayi yapılarının projelendirilmesinde çalışmalarını sürdürüyor. Geçtiğimiz ay bir araya geldiğimiz, Büro İstanbul Genel Müdürü Ömer Yalçın ve İnşaat Yüksek Mühendisi Özkan Yalçın ile firmanın geçmişini, projelerini, sektörün bugününü, sorunlarını ve çözüm önerilerini konuştuk.
Öncelikle Büro İstanbul hakkında bilgi alabilir miyiz?
Ömer Yalçın: Sektörün önde gelen isimlerinden İrfan Balıoğlu’na ait Balkar Mühendislik’de ben 12 sene çalıştım, kardeşim Özkan Yalçın ise 6 sene çalıştı. Balkar Mühendislik’de pek çok betonarme ve çelik konstrüksiyon yapı projesinde görev aldık. Oradan edindiğimiz tecrübe ve çevre ile 2008 yılında Büro İstanbul’u kurduk. Büro İstanbul olarak, betonarme ve çelik yapıların tasarımı alanında faaliyet gösteren bir statik proje firması olarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Faaliyet alanlarınız nelerdir?
Büro İstanbul olarak rezidans, konut, otel, turizm kompleksleri, alışveriş merkezleri, sağlık ve spor tesislerinin yanı sıra ağır sanayi yapılarının projelendirilmesinde yer alıyoruz.
Yer aldığınız projelerden bahseder misiniz?
Seyfulina Plaza, Park Rublevo Konut Projesi, Aşkabat Verem Hastanesi, Aşkabat Enfeksiyon Hastanesi, Ferko Signature, Belarus’ta Cuhurbaşkanlığı oteli, Tuzla Çınarlı Bahçe Konutları, Hilton Garden İnn Kasımpaşa, İZKA İzmir Kalkınma Ajansı Binası, Halk Gyo Dedeman Park Otel, Next Plaza, Elysium Serene Kandilli, Rixos ve Dedeman gibi butik otel projelerinin yanı sıra Vatan kurumunun Çorlu’daki hastane projesi, Era Mimarlık’la 200 bin metrekarelik alanda yürütmüş olduğumuz Ankara Carrefour projesi, MNG’nin Erzurum’da 330 bin metrekarelik alanda hayata geçirdiği AVM, konut projesi ve Bio İstanbul... gibi pek çok projede yer aldık.
Yurt dışında hangi ülkelerde projeler gerçekleştiriyorsunuz?
Rusya başta olmak üzere Kazakistan, Türkmenistan, Azerbaycan, Beyaz Rusya ve Libya’da projeler gerçekleştiriyoruz.
Yurt içinde mi çalışmak daha kolay yurt dışında mı?
Sanırım yurt içinde çalışmak daha kolay. Çünkü Türkiye’de biraz daha tanıdık ilişkiler söz konusu olabiliyor. Yurt dışında proje yönetimi noktasında kontrol mekanizması daha sıkı tutuluyor. Bu durum sizi zorlayabiliyor ama gelişiminize katkı sağlıyor.
Sektörün gelişimiyle ilgili neler söylemek istersiniz?
Ben, 1998 yılından beri sektörün içindeyim. Sektörün o yıllardaki durumu ile bugünü kıyasladığımda ciddi bir vizyon değişimi yaşandığını söyleyebilirim. Mesela o dönemde 300 bin metrekarelik bir iş, kişinin ömrü boyunca görebileceği tek iş olurdu. Şu an inşaat sektöründe ölceğin büyüdüğünü görüyoruz. Bu değişim heyecan verici.
Sektörün sorunları sizce nelerdir?
Statik projeler inşaatın bel kemiğidir. İnşaata yatırım yaptığınız zaman mekanik grubu, elektrik grubu ya da mimari detaylar çok sonradan projeye dahil oluyor. İşin en büyük stresini biz çekiyoruz. Temel atılana kadar bu stres devam ediyor ve ortalığı sakinleştirmek bize düşüyor. Ama her projenin kendine özgü zorlukları olmakla beraber, katkısı da oluyor. Aynı zamanda paket program dediğimiz bir sistem ile projeler geliştiriliyor. Bizim 10 günde yaptığımız bir işi onlar bir gecede yapabiliyor. Bu tarz programlarla yapılmış projeler karşımıza çıkıyor. Bu durum da fiyatı düşürüyor. Fiyatı ucuz diye tercih edilen çalışmalar, ileride çok daha büyük bir maliyete sebep oluyor. Bu durumda iş verenin kaliteyi çok iyi ayırt edip, tercihini o yönde kullanması gerekiyor. Ayrıca sektör olarak kurumsallaşmamız gerekiyor. Hukukla ilgili düzenlemelerin yapılması şart. Sektörün bir diğer sonu olarak taşeronlaşmayı görüyorum. Taşeronlaşmayla ilgili çalışmaların yürütülmesi gerekiyor. Bazen işverenler yaptığımız işi malzeme alımı gibi değerlendirip; bir eleme ve gruplandırma yapıyor. Yanlış yönlendirme ile çok farklı noktalara gidebiliyor.
Peki, çözüm önerileriniz nedir?
Proje, oldu bittiye getirilmemeli. Detaylı bir çalışma ile iş yürütülmeli. Optimum çözünürlükten yapılabilirliğe kadar birçok nokta göz önünde bulundurulmalı. Ayrıca konuya iş veren açısında da bakılmalı.
2014 yılının ilk yarısı nasıl geçti?
2014’ün son birkaç ayı biraz durgun geçti özellikle yurt içinde bir durgunluk hissediyoruz. Ancak önümüzdeki günler için beklentilerimiz yüksek diyebilirim.
Son olarak eklemek istedikleriniz...
Değerli olan, herkesin yaptığı işi yapmak değil, yapılmayanı yapmaktır. Ar-Ge çalışmalarımızı bu yönde geliştiriyoruz. Hizmet kalitemizi yükselterek, geleceğe emin adımlarla yürümeyi hedefliyoruz. Hayata geçirdiğimiz işleri, referans olma yönünde geliştiriyoruz. İnşa ettiğimiz bir proje ile referans gösteriliyoruz, farklı inşaat gruplarına tavsiye ediliyoruz. Bu durum da bizi mutlu ediyor.
Boytorun Mimarlık tarafından Arnavutköy’de tasarlanan Durusu Milltown projesi bölgenin konut, ticaret ve kamusal alan ihtiyaçlarını karşılama hedefiyle hayata geçiriliyor. Kişi başına düşen sosyal ala...
Devamını Gör...
Özer Ürger Mimarlık tarafından tasarlanan Güngören Gösteri Merkezi (GGM) ve Kent Parkı projesi, yapı ile çevresi arasında kurulan güçlü bağlar sayesinde İstanbul’un en yoğun nüfuslu bölgelerinden biri...
Devamını Gör...
Ulusal ve uluslararası ölçekte atlı spor kulüplerine imza atan Equine Design Studio, Şile’de uluslararası yarış standartlarına uygun niteliklerde özel bir binicilik merkezi tasarladı
Devamını Gör...