30 yıllık deneyimle, inşaat sektörüne özel projeler kazandıran Demir İnşaat, çalışmalarına hızla devam ediyor. Beylikdüzü’nde Demir Romance ve Hadımköy’de Demir La Vida gibi özel projelere imza atan şirket, İzmir’de başladığı kentsel dönüşüm çalışmalarına hızla devam ediyor. Bürokratik açıdan bir anlamda “2 ileri 1 geri” ilerleyen kentsel dönüşüm çalışmalarıyla ilgili serzenişte bulunan Demir İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Hamit Demir, yabancı yatırımcının ise küstürülmemesi gerektiğini vurguluyor.
Kentsel dönüşüm çalışmalarınız hakkında bilgi alabilir miyiz?
Hamit Demir: İstanbul’da kentsel dönüşüm projelerimize yönelik hazırlık çalışmalarımız devam ediyor. Kentsel dönüşüm zor bir iş. Bu işe başladınız ise 1 ileri 2 geri gidersiniz. Sabır ile devam ediyoruz. Devam etmek zorundayız. Çünkü bu ülkemiz için olmazsa olmaz, acil tamamlamamız gereken bir süreç. Şu an hazırlık çalışmalarımız devam ediyor. Bunları neticelendirip kentsel dönüşüm anlamında 2015 itibariyle çalışmalarımıza hızla başlamak istiyoruz.
“İzmir’de kentsel dönüşüm kapsamındaki projemizi yakında tanıtacağız”
İstanbul / Topkapı çevresinde kentsel dönüşüm kapsamında gerçekleştireceğimiz projelerimiz olacak. Çalışmaları hızla son aşamaya gelmek üzere. İzmir’de bu kapsamda önemli çalışmalarımız var. İzmir’deki kentsel dönüşüm projemizin lansmanını eylül-ekim ayları içinde yapmayı düşünüyoruz. İzmir projemiz iki parselden oluşuyor. Yaklaşık 15 dönüm arazi kentsel dönüşüm kapsamında bulunuyor, ayrıca 20 dönümlük de ayrıca bir arazi var.
“İzmir projelerimizi kentsel dönüşüm kapsamında yapıyor olmamız özel bir durum”
İstanbul’da çok özel projeler gerçekleştirdik. Hala devam ediyoruz. Bu çalışmaları Anadolu’ya taşımamız gerektiğini düşündük ve sevdiğimiz kentlerden biri olan İzmir ile çalışmalarımıza başladık. Bunu kentsel dönüşüm ile yapıyor olmamız da ayrıca özel bir durum. İstanbul’da bizim gibi konsept proje gerçekleştiren çok firma var. Bu anlamda rekabet çok fazla ama biz iyi bir yer edindik. Şimdi İzmir’de bu yönde bir açık ve beklenti olduğunu gördük. Yaptığımız görüşmeler sonucunda da çalışmalar için ilk adımları attık. Vizyonumuzu İzmir’e taşıdık ve kentte çok güzel projeler üretmeye devam edeceğimizi biliyoruz.
“İzmir projemiz, Demir Romance ve Demir La Vida’dan daha gösterişli olacak”
İzmir projemiz, Demir Romance ve Demir La Vida projelerimizden de gösterişli ve lüks olacak. Çünkü yine en iyi malzemelerin kullanılmasına önem veriyoruz. Yaklaşık 45 dönüm arazi içerisinde olacak. Kat yükseklikleri 8 kat planlanan projede 2 dönüm arazi site ortasında park alanı olarak düzenlendi. Yaklaşık 10 dönüm alana da yüzme havuzları, süs havuzları, şelaler, kamelyalar, yürüyüş yolları yapılacak. Toplam da 26 dönüm arazi bu tarz sosyal ve sağlık alanlarına ayrılacak. İnşaatın denk geleceği alan ise 8 dönüm civarında olacak. Yüzde 85’i yeşil alan olacak. Birde İzmir halkı terasları çok sever. Bunun için projede büyük balkonların olmasına önem verdik. Yaptığımız araştırmalarda gördük ki İzmir’deki hiçbir projede kiler yok. Biz, bunun özellikle hanımların işini kolaylaştırması açısından çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Bunun için İzmir projemizde kiler alanları da oluşturduk. Ayrıca baktık ki ebeveyn banyolar, akıllı ev sistemleri, yere kadar geniş camlar gibi uygulamalar da yok. Projeye bu eksikleri dahil ettik. Gaziemir’de, havaalanına 1.5 km uzaklıkta bulunan projemiz, zeytin ağaçları ile çevrili, metronun yanıbaşında olan bir arazi. Buraya yaklaşık 10 blokta 500 daire yapmayı planlıyoruz.
“Kaliteli çalışma ve kaliteli projeden asla taviz vermeyiz”
Biz hiçbir zaman konut alıcılarımızı parasını alacağımız kişiler & müşteriler olarak algılamıyoruz. Şirket yönetimi olarak tüm çalışan katmanlarımızda da buna önem veririz. Örneğin çalışacağımız bir mimara yada teknik personele örnek dairede ne görülüyorsa projede onun uygulanması, en iyi kalitenin ve üst düzey güvenliğin sağlanması konusunda kesin talimatlar veririz. Biz de hatalı bir durum olmuşsa bile, harcanan zamana ve maliyete bakılmaksızın o iş silbaştan yeniden yapılır. Tamam oldu, diye göz yumulmaz. Bu anlamda şirket prensibi olarak ağır yaptırımlar uyguluyoruz, ki en minimum hata ile çalışabilelim. Vadettiğimiz konutları hayata geçirelim.
“Firmalar, inşaat sektöründeki hızlı yeniliğe ayak uydurmalı”
Biz bugün iyi olabiliriz. Ama yarın ne olacak ona bakmalıyız. Bunun için yaptığımız her yeni proje bir öncekinden çok daha iyi olmalı. İnşaat sektöründe özellikle malzemeler her gün yenileniyor, gelişiyor. İnşaat firmaları olarak bizlerin de bu yeniliğin içinde olması gerekiyor. İnşaat pazarı ucuz malzeme aranacak, ucuz ürün kullanımını kaldıracak bir sektör değildir. Bunu yaparsanız hem firmanıza hem de ülke yapılaşmasına büyük zarar verirsiniz. Tabir-i caizse tıkanır kalırsınız.
“Ne istediğini sadece ‘ucuz konut’ arayanlar bilmiyor”
Günümüzde akıllı evler yapıyoruz. İnanılmaz hızlı bir değişim başladı. Lüks ve konfor beklentisi arttı. Artık konut alıcıları ne istediğini biliyor ve bunu talep ediyor. Bu inşaat pazarının gelişmesi ve ekonomik refah ile sağlandı. Ne istediğini sadece “ucuz konut” arayanlar bilmiyor. Ekonomik konut alınabilir, bulunabilir ama bazen bütün birikiminizi yatırdığınız konutların “ucuz” olmamasına önem verin. Kullanılan malzeler, işçilik, yapım kalitesi, belki de ömür boyu yaşayacağınız ya da çocuklarınıza miras bırakacağınız bir ev için üzerinde önemli durulması gereken konulardır.
Ülke dışında da projeleriniz var, yurt dışı inşaat pazarı hakkında ne düşünüyorsunuz?
2007 yılında bir Ukrayna maceramız oldu. Kiev’de yaklaşık 500 dönümlük bir arazi aldık. Ama ne yazık ki orada yaşanan siyasi sorunlar nedeniyle yatırımımıza başlayamadık. Aslında Ukrayna ülke olarak çok medeni bir şehir, insanları çok kibar. İyi yetişmiş , kültürlü, kibar insanların olduğu bir ülke. Ama kalkınma anlamında bazı nedenlerden dolayı geride kalıyorlar. Ukrayna’ya yaptığımız yatırım sekteye uğramış olsa da asla pişman değilim. Oradaki sorunlar giderildiğinde önemli bir kalkınma içine gireceklerine eminim. O zaman biz de kaldığımız yerden yatırımlarımıza devam edeceğiz.
“İnşatta 2015 / 2016’da bazı sıkıntılar olabilir”
İnşaat sektörü iyi gidiyor. Daha da iyi olacak. Ama 2015 / 2016’da bazı sıkıntılar olabilir. Çünkü esas mesleğini sonlandırıp, tesisini, çalıştığı şirketi kapatıp inşaat sektörüne giren çok fazla yatırımcı var. İnşaatta çok para olduğunu düşünüp bunu yapıyorlar. Bunu yapmasınlar. İnşaat bilindiği gibi hem kâr oranları çok yüksek olan bir pazar değil ve işin ehli olmayan kişilerin çalışmalarını kaldırabilecek bir sektör de değil. İnşaat sadece kaba inşaat yapmak değildir. Bir sürü ince noktası, sorumluluğu var. Bunu kaldıramayacak firmalar, insanlar inşaat sektörüne girmesinler.
“Dünyanın dört bir yanından yabancı yatırımcı Türkiye’ye geliyor”
Türkiye’ye bakış açısı değişti. Onun için sadece Ortadoğu yada Türki Cumhuriyetler’den değil dünyanın dört bir yanından yabancı yatırımcı Türkiye’ye geliyor. Fransa, İngiltere, İtalya, ABD... Her ülkeden yatırımcı var. Çünkü dünya gençliği Türkiye’ye gelmek istiyor. Bizim ülkemizin dinamiği onları çekiyor. Yurt dışındaki gençler Türkiye’yi önemli bir iş kaynağı olarak da görüyorlar. Örneğin biz Demir La Vida projemize başladığımızda 3 Alman pilot bu projeden konut aldı. Çünkü 3. Havaalanı yapılıyor. Proje o alana çok yakın ve 3. Havaalanı, tamamlandığında onlara önemli bir istihdam sağlayacaktır diye düşünüyorlar. Bu Türkiye’ye güvenin arttığını gösteren çok olumlu bir gelişmedir.
“Bırakalım da yabancılar ülkemize gelsin...”
Çocuklarımızı eğitim almaları için yurt dışına gönderiyoruz. Çünkü yeni medeniyetler, yeni diller, yeni teknolojiler öğrenmelerini istiyoruz. Dünya vatandaşı olmalarını bekliyoruz. Bırakalım yabancılar da ülkemize gelsin; okusun, yatırım yapsın, çalışsın... Böylece hem toplum olarak zenginleşelim hem de bir dünya ülkesi olalım. Bunun için yurt dışından Türkiye’ye yatırıma gelen insanları küstürmemeliyiz.
Yabancı yatırımlardan ortaklık teklifleri geldi mi?
Zaman zaman oldu. Endenozya, Çin, Rusya ve Almanya’dan çeşitli ortaklık talepleri aldık. Hatta ekonomik anlamda sınır konulmayacağına dair tekliflerde oldu. Ama biz 30 yıldır ortaklık kurmadan, özgürce, istediğimiz projeleri ürettik. Bunun için fonlar veya yabancı firmalar ile yapılacak ortaklıklara temkinli yaklaştık. Yaptığımız görüşmeler neticesinde buna pek ihtiyacımız olmadığını da gördük ve yolumuza kendi kaynaklarımızı ile tek başımıza devame ediyoruz.
Son olarak hedefleriniz nelerdir?
İstanbul’un her semtinde şantiyemiz olsun istiyoruz. İstanbul dışında ise özellikle İzmir ve Antalya’da projeler geliştirmeyi hedefliyoruz. 10 yıl içinde diğer Anadolu illerine de yayılmayı planlıyoruz. Şuan 500 istihdam sağlıyorsak bunu 10 yıl içinde 5 bine çıkaralım istiyorum. Beni için personel, özellikle emek harcayan işçi çok önemli. Ben inşaatın böyle büyüyeceğine inanıyorum.
Boytorun Mimarlık tarafından Arnavutköy’de tasarlanan Durusu Milltown projesi bölgenin konut, ticaret ve kamusal alan ihtiyaçlarını karşılama hedefiyle hayata geçiriliyor. Kişi başına düşen sosyal ala...
Devamını Gör...
Özer Ürger Mimarlık tarafından tasarlanan Güngören Gösteri Merkezi (GGM) ve Kent Parkı projesi, yapı ile çevresi arasında kurulan güçlü bağlar sayesinde İstanbul’un en yoğun nüfuslu bölgelerinden biri...
Devamını Gör...
Ulusal ve uluslararası ölçekte atlı spor kulüplerine imza atan Equine Design Studio, Şile’de uluslararası yarış standartlarına uygun niteliklerde özel bir binicilik merkezi tasarladı
Devamını Gör...