Mimari konsepti GAD Architecture kurucusu, ünlü mimar Gökhan Avcıoğlu imzası ile gerçekleştirilen Trump Cadde, 2 bin 500 metrekarelik üstü açık bir alana yayılıyor. Markaların konteynerlarda hizmet verdiği ve her konteynerın farklı bir dizayna sahip olduğu Trump Cadde, ilginç dizaynıyla görenleri şaşırtıyor. Dünyaca ünlü grafiti sanatçılarının konteynerların üzerine yaptığı çalışmalar, Trump Cadde’nin ruhunu daha eğlenceli, neşeli ve keyifli hale getiriyor. Trump Cadde; konsepti, sokakları, meydanları ile sosyal yaşama yepyeni bir renk getirmiş durumda. Kısa sürede sokağın özgür ruhunu, neşesini, rahatlığını yaşamak isteyenlerin vazgeçilmezi olan Trump Cadde’de 17’ si yeme-içme olmak üzere toplam 25 marka hizmet veriyor.
Trump Cadde’de 3 farklı etkinlik meydanı
Hareketli sokakların yanı sıra 3 farklı etkinlik meydanı Trump Cadde müdavimleri için eğlence noktaları olarak konumlanıyor. Trump Cadde’ye gelenler sadece yeme-içme ya da alışverişe değil eğlenceye ve sohbetlere de doyuyor. Markalar arasında yeme-içme mekanlarının ve giyim-aksesuar mağazalarının yanı sıra dövmeci, piercingci, nargileci gibi farklı konseptler de yer alıyor.
Trump Cadde fikri nasıl ortaya çıktı?
Gökhan Avcıoğlu: Trump Cadde, aslında projenin ruhunda olan bir çalışmaydı. Bu tür AVM’lerde daima yeni konseptler aranır. Bir nevi kabuk değiştirme ihtiyacı diyebiliriz. Çocuklar için, kadınlar için, gençler için daima yeni alanlar üretmeyi amaçlarız. Trump Tower’in diğer alanlarında var olan eğlencenin, çatısında da devam etmesini istedik. İzzet Çapa ile birlikte, bu ferah çatı boş kalmasın, fonksiyonel olarak kullanılsın, burada da bir hayat olsun düşüncesi ile çalışmalara başladık. Bu yenilik - farklılık fikrini Trump Cadde’de başarıyla uyguladığımızı düşünüyorum.
“Trump Cadde, sağlam temelli uçarı bir mimari”
Trump Cadde’yi, sağlam temelli ama uçarı bir mimari olarak tanımlayabilirim. Biz en ince detaylarıyla farklı olanı tasarladık. Bu projenin bir ruhu, aykırılığı var.
Trump Cadde aldığıödüllerden bahseder misiniz?
Trump Cadde ile uluslararası arenada iki ödül kazandık ve aldığımız ödüllerden dolayı çok mutluyuz. Alman Tasarım Konseyi tarafından organize edilen German Iconic Awards’da Architecture-Retail kategorisinde ödüle layık görüldük. Ödül töreni 6 Ekim 2014’de Almanya’nın Münih şehrinde gerçekleştiriliyor. Hemen bu ödülün ardından dünya gayrimenkul sektörünün en prestijli ödülleri arasında kabul edilen Uluslararası Gayrimenkul Ödülleri’nin Europe ayağı “Leisure” kategorisinin de birincisi Trump Cadde oldu. Ödülü almak üzere 14 Ekim tarihinde Londra’da olacağız.
Projede nasıl bir çalışma izlediniz, ne kadar sürede tamamlandı?
Burayı yaklaşık 6 ayda tamamladık. Trump Cadde’de mimari konsept, iç mimari ve mekan tasarımı ile birlikte çalışılan ve bütüncül bir yaklaşımla kendi içinde özelleşmiş bir çözüm ortaya konuldu. Yapı tekniği açısından pratik, hızlı ve hafif bir çözüm sunacak şekilde çelik ve hafif sistemler ile birlikte hareketli, kolay dönüşebilir cephe sistemleri kullandık. Trump Cadde’de uzun süreli bir inşaat yapma şansımız yoktu. Fazla rahatsızlık vermeden mümkün olabildiğince hızlı bir iş çıkarmamız lazımdı. Genelde biz tasarımcıların mimar kafasında her zaman bu tür şeyler için konteyner hazır malzeme olarak vardır. Lego gibi gelip yerleştirilir. Ama aslında o kadar da kolay değildi yani böyle bir binanın içerisine böyle konteynerlar yerleştirilmesi... Çünkü ısınacak soğuyacak, üst üste konulacak... Bunun gibi bir takım teknik zorlukları olmakla birlikte amacımız mümkün oldukça hızlı bir şekilde buraya bu hayatı kurmaktı. Yatırımcı açısından bakacak olursak önemli olan buranın içindeki hayat nasıl olacak sorusuydu? Sonuç olarak Trump Cadde, misafirleriyle zenginleşen; yeme içme, alışveriş mekanları ile gayet güzel bir şekilde oturdu. Aslında küçük bir köy diyelim buraya. Bu ölçekli, bu tür yapılmış bir işin de dünyadaki büyüklerinden bir tanesi de Trump Cadde oldu.
Trump Cadde’de çelik kullanımının yoğun olduğunu görüyoruz. Çelik, mimaride sevdiğiniz bir malzeme mi?
Çelik sistemlerin Türkiye’deki kullanımı giderek artıyor olsa da, bugüne kadar neden kullanımı gelişmedi, neden yatırımcılar bunu tercih etmiyorlar birçok sebebi vardır. Biz bu tür projelerimizde çelik kullanımı konusunda hem istekli hem de şanslı olduk. Yatırımcılarımı, inşaatı yapan arkadaşlarımı bu konuda ikna edebildim.
“Trump Cadde küçük bir köy modeli ile oluşturuldu”
Trump Cadde klişeleşmiş AVM kalıplarının dışındadır. Yenilikçiliği ve teras kullanımı ile birlikte yeni bir konsept olarak vizyonunu sergilemektedir. Burası, küçük bir köy modeli olarak, farklı dükkan ve restoranların bir arada yer aldığı; sokak ve meydanlarla bağlandığı sürprizli bir mekan olarak hayat buldu.
“Trump Cadde’denyeni markalar çıksın istiyoruz”
Biz burada popüler olanlardan ziyade daha genç markaların olmasını amaçladık. İstiyoruz ki mekanların iç tasarımları bu yeniliği, dinamikliği yansıtsın, buradan daha yeni markalar çıksın.
“Projelerimde temel hedef kitlem kadınlar”
Mimaride temel unsur insan. Ama daha ötesi temel unsur kadın. Bunun için ben projelerimde kadınların görüşlerine daha çok önem veriyorum. Bir mekanı, bir binayı, bir yeri önce kadınlara beğendirmeniz gerekir. Bir mekanın, yapının talep görüp göremeyeceğini belirleyen en temel etken kadındır.
Mimarinin ülkemizdeki gelişimini nasıl gözlemliyorsunuz?
Mimarlar olarak biz daha yeni sahneye çıkıyoruz. O yüzden yatırımcılar da, meslektaşlarımız da -buna Mimarlar Odası da dahil- nerede olmamız gerektiğini bazen kaçırıyoruz. Kanununa bakarsak olmadığımız yerler var. Ama bence inşaatın tüm aşamalarında olmamız gerekiyor. İnşaatlar, mutlaka tasarlayan mimarın gözetimi altında ilerlemelidir. Olmadığı zaman bugün karşılaştığımız düzensizlikler, dikkatsizlikler, iş kazaları ortaya çıkıyor. Bu sorunların giderilmesinde, mimarlar önemli rol üstlenebilir. Bu yönde bir farkındalık başladı, bu hızla arttırılmalı. Mimarlar olarak sektörün nabzını tutan tarafta olduğumuzu düşünüyorum. İnşa etmek, imal etmektir; dolayısıyla mimarsız olacak bir iş değildir.
Yaklaşık 60 kişilik kalabalık bir mimari ekibe sahipsiniz, mimarlık eğitimini nasıl buluyorsunuz?
Yetersiz buluyorum. Üniversite, çok daha fazla şeyin öğretildiği bir yer olmalı. Ofisimize stajyer mimarlar alıyoruz. Öyle basit detayları öğrenmeden gelen mimar adayları var ki... Bazılarına bizimle devam et diyoruz. Ama kalmıyorlar. Önce diploma almaya odaklanmış durumdalar. Bizim dönemimizde eğitim alan tüm mimarlar bilir, biz sahanın en az eğitim kadar, hatta daha da önemli olduğu bir dönemden geldik. Öğrencilik dönemlerimizde iyi bir mimari ofiste kalabilmek için adeta yarışırdık. Şimdilerde ise genel kanı diplomaya yönelmiş durumda ancak bizim alanımızda esas unsur mimarın kendisidir.
Boytorun Mimarlık tarafından Arnavutköy’de tasarlanan Durusu Milltown projesi bölgenin konut, ticaret ve kamusal alan ihtiyaçlarını karşılama hedefiyle hayata geçiriliyor. Kişi başına düşen sosyal ala...
Devamını Gör...
Özer Ürger Mimarlık tarafından tasarlanan Güngören Gösteri Merkezi (GGM) ve Kent Parkı projesi, yapı ile çevresi arasında kurulan güçlü bağlar sayesinde İstanbul’un en yoğun nüfuslu bölgelerinden biri...
Devamını Gör...
Ulusal ve uluslararası ölçekte atlı spor kulüplerine imza atan Equine Design Studio, Şile’de uluslararası yarış standartlarına uygun niteliklerde özel bir binicilik merkezi tasarladı
Devamını Gör...