“İç mimarlığın bir lüks değil gerçekten bir ihtiyaç olduğu gerçeğini unutmamak gerek” açıklamasını yapan Nilüfer Tanyeri Gonzalez: “İç mimarlık gerçekten bir beceri ve sanattır. Ülkemizde açılan ve hala açılmakta olan iç mimarlık kurslarına ben karşıyım. Üniversitelerin iç mimarlık bölümünü (4 yıl) okumak için zorlu yollardan geçiyorken hatta ve hatta bu 4 yıl bile yetersiz kalıyorken, iç mimarlık üzerine yapılan kurslar, sertifika kursları nasıl yeterli olabilir? Bu konuda bence bu mesleği gerçekten lisans adı altında okuyan bütün iç mimarlarımıza biraz daha önem verilmesi gerekmektedir” vurgusunu yapıyor.
Yapımı veya proje tasarım çalışmaları devam eden projeleriniz nelerdir? Tamamladığınız projeler nelerdir?
Projelerimizi; konut, ofis, kafe-restoran ve mağaza olmak üzere 4 kategoride toplayabiliriz. Çoğunlukta İstanbul olmak üzere diğer şehirlere de hizmek vermekteyiz. Yakında başlayacağımız bir kafe-restoran projesi olacak. Bugüne kadar Ranchero Meksika Restaurantı (Nişantaşı Şubesi /Trump Cadde Şubesi), Laluce Giyim Mağazası (Bağdat Caddesi, Etiler MKM, Pendik, Mall Of İstanbul), Momo Pool Lounge (Ataşehir Hillside) ve Ataşehir’de Akkaya Ailesi’nin daire dekorasyonunu yaptım. Nilüfer Tanyeri Gonzalez: “Bugüne kadar bütün projeleri tek başıma yürüttüm. Tabiki bir uygulama ekibim var. Profesyonel uygulama ekibimle beraber başarılı projeler başardığımızı düşünüyorum.”
Ülkemizde iç mimariye olan yaklaşımı nasıl gözlemliyorsunuz?
Binalar çoğaldıkça iç mimarlara olan ihtiyaç ta artacaktır. İç mimarlığın bir lüks değil gerçekten bir ihtiyaç olduğu gerçeğini unutmamak gerek. İç mimarlık gerçekten bir beceri ve sanattır. Ülkemizde açılan ve hala açılmakta olan iç mimarlık kurslarına ben karşıyım. O zaman üniversitelerin 4 yıllık lisans programları neden var ve neden bu konuyla ilgili diploma alabilmek için uğraşıyoruz. Üniversitelerin iç mimarlık bölümünü (4 yıl) okumak için zorlu yollardan geçiyorken hatta ve hatta bu 4 yıl bile yetersiz kalıyorken, iç mimarlık üzerine yapılan kurslar, sertifika kursları nasıl yeterli olabilir? Bu konuda bence bu mesleği gerçekten lisans adı altında okuyan bütün iç mimarlarımıza biraz daha önem verilmesi gerekmektedir.
Mimari ve tasarımın gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bütün sanatların temeli tasarımdır. Tasarım geliştikçe mimarlık da gelişir. Tasarımı geliştiren unsur ise malzemedir. Malzeme zenginleştikçe tasarım gücünün ufku açılır. Farklı tasarımlar oldukça mimarlık ve iç mimarlık daha çok gelişecektir.
İç mimaride olmazsa olmazlarınızı var mı, nelerdir?
İnce detaylar çok önemli. Biraz fazla detaycıyımdır. Ama önemli olan ufak detayları dikkate almak tasarımda ve uygulamada. Bir kere kesinlikle projelerimi uygularken başında durmak en büyük prensip. Çünkü herkes bizim gibi düşünüp bizim hayal ettiğimiz gibi uygulamaya dökemeyebilir. Bu ekibe olan güvensizlik değil işe olan saygıdır. Bazen uygulama esnasında bile ufak dokunuşlarda bulunabilirim. Yani başında durmadan yapamıyorum. Onun dışında malzeme geçişleri ve birleşme detayları çok önemli. Kontrast renkler kullanmayı çok severim. Mekanda farklılık yaratan bir hareket olduğunu düşünüyorum.
İç mimari konusunda okuyucularımıza önerileriniz neler olur?
Meslektaşlarıma önerim; eğer okul hayatında başarılı projeler içinde bulundularsa, kesinlikle kendi başlarına proje yapabileceklerine inansınlar. Günümüzde devamlı yeni ürünlerin çıktığını unutmayarak tasarım, malzeme üzerine yayınları takip etmeleri çok önemli. Fikirlerini sunmaktan çekinmemeli ve çizim programlarına hakimiyetlerini geliştirmeliler. Çünkü şu an da herkes 3D görselin ne demek olduğunu biliyor ve herkes tasarımını yaptırdığı mekanın mutlaka bir 3 boyutlu fotoğrafını görmek istiyor. Yapı sektörü temsilcileri ise mimarlık ve iç mimarlığın birbirini tamamlayan fakar birbirinden ayrı iki dal olduğunu bilmeleri ve bu bilinçle hizmet almalarını öneririm. Aksi halde, hem karşı tarafı hem de kendilerini yıpratan bir süreç içine girebilirler. Çalışacağınız iç mimarı belirlerken, onun daha fazla odaklandığı alanlarla, kendi ihtiyaçlarınızın örtüştüğünden de emin olun. Bu uyum, daha hızlı yol almanızı sağlayacaktır.
İnşaat sektörünün gelişimini ve yeni projeleri nasıl gözlemliyorsunuz?
Sadece İstanbul’da değil, Türkiye’de inşaat sektöründe inanılmaz bir patlama var. Çok güzel projeler yapılıyor ve ciddi emekler harcanıyor. Önceleri sadece insanlara kendi evlerinin sahibi olmayı vaat eden konutlar, şimdi yeni birer yaşam tarzı vadediyor. İç ve dış tasarımlar her geçen gün çeşitleniyor. Modern tarza yepyeni örnekler ortaya çıkıyor. Bu alandaki rekabet, projelerin mimari yaklaşımlarına da yaratılıcılık katıyor. Tasarımda detaylar ve farklılıklar öne çıkıyor. Bununla birlikte projeler çoğaldıkça, yaşam alanları tasarlayan iç mimarlara olan ihtiyaç ta doğru orantılı olarak artıyor.
İnşaat, mimari ve iç mimari alanında sektörün en önemli sorunları sizce nelerdir?
İç mimarlar olarak en büyük sıkıntımızın mimarlık ile iç mimarlığın ayrı bir branş olarak görülmemesi. İç mimarlık, mimarlık çerçevesi içinde olarak görünmekte. Halbuki ikisi çok farklı. İki branşın da farklı olduğu anlaşıldığı zaman yapıların anlam kazanacağına ve iç mimarlığın gelişeceğine inanıyorum.
Sektörün kalifiye eleman durumunu, sorununu, mimarlık eğitimini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Köklü üniversitelerin eğitimiyle alakalı bir sorun olduğunu düşünmüyorum. Çok iyi kadrolarla çok sağlam eğitimler veriliyor. Bazı üniversiteler bu konuda eksik kalabiliyor. Ve daha öncede dediğim gibi İç Mimarlık üzerine açılan kurslar bu mesleğin kalitesini biraz düşürüyor. Bence üniversitelerde sadece lisans eğitimi olarak kalmalı.
2014 yılı firmanız açısından nasıl geçti?
2014 çok güzel geçti. Yepyeni tecrübelerle dolu bir yıldı. Her yılda olduğu gibi yeni yıldaki değişimler ile tasarımlara farklılık kattığım bir yıl oldu. Yeniliklerle dolu ve daha çok başarı dolu yıllar için birikimlerimizi artırmaya devam ediyoruz.
Son olarak kısa ve uzun vadeli beklentileriniz ve hedefleriniz nelerdir?
Kısa ve orta vadede en büyük beklentimiz NGT Mimarlık olarak sektörün bilinen markaları içinde yer almak. Bunu yaparken de geleceğin tasarımlarını bugünden yorumlayarak, daha heyecanlı projelere imza atmayı hedefliyoruz.
Boytorun Mimarlık tarafından Arnavutköy’de tasarlanan Durusu Milltown projesi bölgenin konut, ticaret ve kamusal alan ihtiyaçlarını karşılama hedefiyle hayata geçiriliyor. Kişi başına düşen sosyal ala...
Devamını Gör...
Özer Ürger Mimarlık tarafından tasarlanan Güngören Gösteri Merkezi (GGM) ve Kent Parkı projesi, yapı ile çevresi arasında kurulan güçlü bağlar sayesinde İstanbul’un en yoğun nüfuslu bölgelerinden biri...
Devamını Gör...
Ulusal ve uluslararası ölçekte atlı spor kulüplerine imza atan Equine Design Studio, Şile’de uluslararası yarış standartlarına uygun niteliklerde özel bir binicilik merkezi tasarladı
Devamını Gör...