Mardin Artuklu Üniversitesi İbadet Kompleksi sınırları olan, içine girilen ama kapısı olmayan bir mekan. Yukarı kottaki yolun kenarından gelenler hafifçe eğilerek mekanın kanadının altına girip, içine adım atıyorlar. Aşağı kottan gelenler ise dışarıya doğru uzanmış kollarından ona doğru yol buluyorlar. İçeri girildiği anda etrafı hafif bir loşluk sarıyor. Suyun sesi. Beton yüzeye temas ettiği andaki kokusu. İçinde sakladığı derinliklere doğru adım atmaya çağıran dar bir mekan. Hafif hafif yoğunlaşan tatlı bir karanlık. Karanlığın içine açılmış yarıklardan sızan Mardin güneşinin mekanı delip geçen keskinliği. Bazen de havada ince bir bulut gibi asılı kalan aydınlığı. Mekan, içinde adım atıldıkça farklı niteliklere bürünerek kendini açıyor.
Bir özden gelmiş, sonra kendi mecrası içinde olgunlaşmış, başkalaşmış mekanlarla çoğalıyor. Yükseklikler, arşa kadar değecekmiş gibi uzayan. Darlıklar, nefesi insanı ürperten, iki yandan saran. Yalnızlığı çağrıştıran bir serinlik. Sonra bir genişleme. Ferahlık ve ümit. Ufak bir avluda gökyüzünden inen ışığın, yağmurun, karın altında yıkanan bir ağaç, zeminde ona doğru yaklaşan su. Mekan içre mekanlar boyunca, kah incelip kah genişleyerek akan, her yeni mekanda biçim değiştirerek süregelen su, burada bir duvardan cömert ama sakince akıp, yere serilerek genişlemiş duruyor. Güneş ışığı suya değdiği anda serin duvarlar üzerinde milyonlarca parçaya ayrılıyor, ayrıldıkça çoğalıyor. Işıl ışıl bir dalgalanma dolduruyor mekanı. İbadet mekanlarından gelen sesler, duvarlar içinde birikip, yer yer hafif bir aralanmayla birbirlerine doğru esiyor, belli belirsiz temas ediyor. Yüksek duvarlar boyu devam eden bir kitaplığın çevrelediği bir mekan ise, bu dinlere özgü ibadetlerin içinde ve ötesindeki her tür meditasyon için ayrılmış. Mekan, kampüsün uzaktan görünen siluetinin içerisine yerleşiyor. Kolunu uzattığı ve girişini açtığı yerlerdeki insanları yalnız içine değil, üzerine de davet ediyor. Zeminden başlayan merdiven dizisi, toprak rengindeki beton kütleleri yararak yapının en üst kotuna doğru birbiri ardınca yükselen terasları ziyaret eden bir izlek oluşturuyor. İzleğin sonunda varılan tepe noktadan, epey uzakta, kampüsün olduğu tarafa sırtını dönmüş ‘eski şehir’ ve onun bu yöne bakan tek parçası olan Mardin Kalesi görünüyor. Mekan; bir yandan ibadet deneyimini zenginleştirmeyi, diğer yandan kültürlerin ötesinde, dile gelmez bir mekansal deneyimi var etmeyi ve insanları bu deneyimi yaşamaya çağırmayı arzularken bu tepe noktadan ‘eski şehir’e doğru bakıyor.
Boytorun Mimarlık tarafından Arnavutköy’de tasarlanan Durusu Milltown projesi bölgenin konut, ticaret ve kamusal alan ihtiyaçlarını karşılama hedefiyle hayata geçiriliyor. Kişi başına düşen sosyal ala...
Devamını Gör...
Özer Ürger Mimarlık tarafından tasarlanan Güngören Gösteri Merkezi (GGM) ve Kent Parkı projesi, yapı ile çevresi arasında kurulan güçlü bağlar sayesinde İstanbul’un en yoğun nüfuslu bölgelerinden biri...
Devamını Gör...
Ulusal ve uluslararası ölçekte atlı spor kulüplerine imza atan Equine Design Studio, Şile’de uluslararası yarış standartlarına uygun niteliklerde özel bir binicilik merkezi tasarladı
Devamını Gör...