DP+Güzey Mimarlık tarafından, Moskova’nin batısında yer alan Rublevski yolu üzerinde uygulanmak üzere tasarlanan Barviha AVM, sade formuna kontrast oluşturan zengin malzeme seçimleriyle dikkat çekecek. Toplam 11.534 metrekarelik Barviha Luxury Village’de yer alacak olan alışveriş merkezi içerisinde restoran, kafe, market, ticaret ve ofis birimleri ve bir de kapalı otopark alanı bulunacak. Hemen yanı başında modern bir otel, biyonik formlu bir konser salonu ve iki katlı ahşap pavyonlar yer alacak olan Barviha AVM, hem diğer yapılarla uyum içerisinde olup hem de varlığını ortaya koymaya çalışacak.

 Çevresiyle uyumlu yaklaşımlar…

 DP+Güzey Mimarlık, Barviha AVM’nin tasarımında, yoğun bir geçiş noktasında yer alacak olan kompleksin morfolojisini dikkate alacak şekilde bir konsept geliştirmiş. Barviha AVM’de kullanılan cephe malzemelerinin de hemen yanı başında yer alan doğal yeşille uyum içerisinde olmasına özen gösterilmiş. Yapının mekansal planlamasında, farklı fonksiyonların bir arada ele alınmasıyla geliştirilen bütüncül bina formu, merkezde yer alan atriumun gün ışığından faydalanabilmesi için oluşturulan şeffaf yüzeyin ikiye ayırdığı opak ve yarı opak yüzeylerden meydana gelmiş.

 DP+Güzey Mimarlık, biyonik formlu ahşap iskelete sahip konser salonunun yakınında yer alan restoran, kafe ve ofis birimlerine doğal ışığı alabilmek için yapı yüzeyinde şeffaflıklar oluşturmuş. Şeffaf yüzeyleri çevreleyen ahşap görünümlü metal iskelet ve bu iskelete entegre edilen alüminyum desenli panolar sayesinde konser salonuna atıfta bulunulmuş. Bu panoların LED teknolojisi ile ışıklandırılması fikriyle de yapının gece görünümünde zengin kompozisyonlar ve dinamik etkiler elde edilmesi planlanmış. Barviha AVM’nin opak cepheleri ise ahşap desenli özel seramik malzemelerle kaplanarak, çevresindeki ormanlık alan ile uyum içerisinde olması hedeflenmiş.

 Mimar Bora Tubay ve Mimar Haldun Akçakoca Barviha AVM’yi, “İçerisinde yer alacak kompleksin lüks detaylarını barındıran ve bir yandan da çevresindeki doğallıktan kopmayan, yapılaşma bittiğinde hem devamlılığın sağlandığı hem de kompleksin tamamlandığı bir noktada algılanmasını” hedeflemiş.