Sizi tanıyabilir miyiz?
Pırıl Kuğu İşcan Gürçağlar: 1983 Sakarya doğumluyum. Ailem Sakarya'da, 30 seneyi aşkın süredir faaliyet gösteren hafriyat şirketlerinden birinin sahibidir. Annem tam bir dekorasyon tutkunudur. Küçüklüğüm, babamın inşaat ve hafriyat sohbetleri, annemin her ay evimize yenisi gelen dekorasyon dergileri arasında geçti. Yani çocukluğumdan beri inşaat ve tasarım, hayatımın içindeydi. Ortaokul yıllarında kendi takılarımı tasarlamaya başladım. Lise yıllarında mimar olmak istediğime karar verdim. 2001 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi'ne girdim. Aynı zamanda tasarıma ve tasarlamaya olan ilgim sebebi ile Urart'ın kurucularından Mehmet Kabaş'ın mum tekniğini öğrettiği takı tasarım kursuna başladım. Takı tasarlayarak başladığım tasarlama tutkum, öğrenciliğimin ileriki yıllarında, yerini mimarlık ile insanların yaşam alanlarını hatta şehirleri tasarlayalayabileceğime duyduğum heyecana bıraktı. Öğrenciliğim süresinde 2 sene Bina Bilgisi Anabilim dalında öğrenci asistan olarak çalıştım. Okulumuzda proje yürütücüsü olarak verdiği, proje dersi sayesinde 2004 yılında Emre Arolat ile çalışma fırsatı yakaladım. Daha sonra çeşitli bürolarda mimarlık pratiği deneyimlerimi arttırdım. 2010 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi, Mimari Tasarım Yüksek Lisans Programı'nı "Kentsel Konteyner kavramını irdeleyen; karma kullanımlı yapıların ve kentsel ölçekteki etkilerini inceleyen" tezimi yazarak tamamladım. 2013 senesinde Pırıl Kuğu Mimarlık'ı kurdum.
Firmanız hakkında bilgi alabilir miyiz?
Pırıl Kuğu Mimarlık, 2013 senesinde Sakarya ve İstanbul'da faaliyet gösteren bir mimarlık bürosu olarak kuruldu. Pırıl Kuğu Mimarlık Konut, ofis, iş yeri, rezidans, otel, hastane, karma kullanımlı yapılar başta olmak üzere birçok fonksiyonda yaşam alanları üretmektedir. Henüz yeni kurulmuş sayılabilecek, genç bir mimarlık bürosu olmasına karşın, büyük ölçekli projelere imza atmaktadır.
Proje hazırlık veya inşaat çalışmaları devam eden projeleriniz nelerdir?
İnşası devam eden projelerimizden, Ataşehir'de finans merkezine ve Varyap Meridian'a komşu 28 bin metrekare inşaat alanına sahip, sürdürülebilir mimarlık ilkeleri doğrultusunda tasarlanmış ve LEED Gold sertifikası sahibi, 20 katlı Worldwide Business Center 2015 sonunda tamamlanacaktır. Aynı zamanda Kızıltoprak'da inşası başlamış olan 13 bin metrekare inşaat alanına sahip, tam donanımlı şehir hastanesi olarak tasarlanan, 162 yataklı Ethica Kızıltoprak Hastanesi inşaatı da hızla devam etmektedir. Bununla birlikte, Halkalı Atakent'te bölgedeki yaygın dikey yapılaşma içerisinde, yatay mimarisi ile fark yaratan, ofis, konut ve iş yeri fonksiyonlarını içeren karma kullanımlı yaşam projemiz Olivo Atakent'in de inşaası devam etmektedir. Bunların yanı sıra, Mart 2015 tarihinde inşaasına başlanmış, Bodrum'da 81 dönüm arazi üzerinde tasarlanan konut ve otel fonksiyonlarını içeren, karma kullanımlı Milas Daphne Yerleşimi projesi inşaası devam etmektedir.
Kadronuz, ekibiniz hakkında bilgi alabilir miyiz?
Pırıl Kuğu Mimarlık olarak genç, dinamik, dünyayı ve küresel gelişmeleri yakından takip eden bir ekibiz. Üniversitedeki 2 senelik asistanlık geçmişim sebebi ile, hem kendini hem de ekip arkadaşlarını geliştirmenin ne kadar önemli olduğunun bilinci ile kurmuş olduğum Pırıl Kuğu Mimarlık'da, tüm ekip inovatif bir gelişim süreci içerisinde çalışmalarımızı sürdürmekteyiz.
Ülkemizde mimarinin gelişimine dair izlenimleriniz nelerdir?
Ülkemizde mimarinin gelişimi, ekonominin, eğitim seviyesinin, gelişmişlik düzeyinin, insan haklarının, yaşam standartlarının gelişmesinden çok da farklı bir durumda değil. Mimarlık demek sadece güzel binalar ortaya koymak işi değildir. Mimar bir yapıyı tasarlarken, şehir ve çevresi ile bir bütün olarak, bir yaşam alanı tasarlar. Bunu yaparken de, imar planları, yönetmelikler, yatırım bütçeleri gibi birçok kısıt içerisinde, kendi bakış açısından olabilecek en uygun yapı tasarımını ortaya koyar. Dolayısı ile mimari gelişmeler ülkenin kültürel, ekonomik, hukuksal birçok bağlamıyla birlikte şekillenir ve gelişir. Ülkemizde de mimarinin gelişmesini değerlendirirken, ülkenin gelişimine bakmak gerekir.
Ülke genelinde inşaat sektörünün / mimarinin son 10 yılını nasıl gözlemliyorsunuz?
Ülkemizdeki son 10 yıllık ekonomik gelişmeler, inşaat sektörünü canlandırmıştır. Canlanan inşaat sektörü rekabet içerisine girmiş, rekabet için de iyi yapılmış mimari projeler ile fark yaratma çabasını doğurmuştur. Tüm bunların sonucu, 10 yıldır özellikle büyük şehirler başta olmak üzere, çok sayıda yeni mimarlık ürünü üretilmektedir. Ülkemizdeki mimarlık eğitiminin; belli başlı hepimizin bildiği birkaç üniversiteyi dışında tutarak söylüyorum, eksik olmasından ötürü ortaya çıkan bir takım yeni yapıları vasat olarak değerlendirirken, Hocam Emre Arolat başta olmak üzere bir grup mimarın dünya çapında başarılar elde ettikleri yapılar ürettiklerini izlemek, benim için hem ilham kaynağı, hem de umut vericidir.
Son dönemlerde ülkemiz gündeminde olan kentsel dönüşüm çalışmalarını mimari olarak nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kentsel dönüşüm çalışmalarının kent ölçeğinde, sosyolojik olarak problemli bir durum olduğunu belirtmeliyim. İnsanların rant uğruna yıllardır yaşadıkları mahallelerinden, zorla şehir çepherlerindeki getto bölgelerine göç ettirmenin, ileride sosyolojik olarak başka sorunlar doğurucağını düşünüyorum. Özellikle Fener, Balat, Tarlabaşı örneğinde olduğu gibi... Bunun yanı sıra, Kadıköy Bağdat Caddesi çevresinde gördüğümüz yenilenme ve dönüşüm çalışmalarının hem sosyolojik yapıyı değiştirmediği, hem de deprem gerçeği ile yaşayan ülkemizde yapıları yenilemek anlamında olumlu olduğunu düşünüyorum. Mimar olarak, ilçe bazlı oluşturulan estetik komisyonlarla ya da halk oylamaları ile bu dönüşümün estetik bütünlüğü sağlanabilse, bundan 10 sene sonra semtlerin yenilenmiş, daha sağlıklı yaşam alanları sunan, bambaşka bir görünüme ulaşabileceğine inanıyorum.
Sektörün kalifiye eleman durumunu & sorununu nasıl gözlemliyorsunuz?
Ülkemizdeki mimarlık eğitiminin belli başlı birkaç üniveriste dışında eksik olmasından ötürü ciddi bir kalifiye eleman sorunu vardır. Mimarlar için 4 senelik lisans eğitiminin yeterli olmadığı görüşündeyim. Yüksek lisans programlarını çok önemsiyorum. Bunun yanı sıra, mimarlığın hayat boyu devam eden bir gelişim süreci gerektirdiğinin de bilincindeyim. Mimarlara, yur tiçinde ve yurt dışında düzenlenen seminerler, workshoplar, paneller ile mimarlık pratikleri boyunca kendilerini geliştirmelerini tavsiye edebilirim.
Yakında zamanda yurt dışında aldığınız bir ödül var detaylarını paylaşır mısınız?
Son projemiz, Mila's Daphne Residence ve Vitality Luxury Hotel'i içeren Bodrum'da yemyeşil bir yarımada üzerinde kurulmuş olan, Mila's Daphne Yerleşimi karma kullanımlı projesi ile A'Design Awards'dan Mimari, Bina ve Yapı dalında gümüş ödül kazandık. Avrupa Birliği'nin desteği ile her yıl Milano'da dünya çapında katılıma açık olarak düzenlenen ve dünyanın üstün tasarım, teknoloji ve yaratıcılığa sahip en iyi projelerine verilen bu ödül, bizim için mutluluk ve motivasyon kaynağı olmuştur. Bu yıl tüm dünya çapından katılan 6007 tasarım arasından, Dubai'deki dünyanın en yüksek binası olan, Burj Khalifa'nın Amerikalı dünyaca ünlü mimarlık bürosu SOM'un da katılımcılar arasında olduğu bu zorlu yarışta ödül sahibi olmak, Pırıl Kuğu Mimarlık için gurur ve yeni projelerimiz için teşvik olmuştur. Ödülümüzü 18 Nisan tarihinde İtalya'da Milano şehri Como Gölü'nde düzenlenen gala gecesi ile aldık.
Ulusal ve uluslararası mimarlık yarışmalarını ve ülkemiz mimarlarının bu konudaki durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce ödüllerin/yarışmaların sektöre katkıları nelerdir?
Mimarlık yarışmaları ile mimarlık ödülleri birbirlerinden farklıdırlar. Mimarlık yarışmaları bir konuda düzenlenen, o konuda üretilecek mimarlık ürünlerinin yarıştığı bir platformdur. Mimarlık ödülleri ise, ticari bir ürün olan, yatırımcısı olan ve zaten gerçekleştirilecek ya da gerçekleştirilmiş olan mimari bir yapının çeşitli jüriler tarafından değerlendirilerek, takdire değer bulunması durumudur. Ben hem yarışmalar ile mimarlık üretmeyi, hem de üretilen yapıların ödüller ile takdir edilmesini, mimarlık alanında çok önemli olduğunu düşünüyorum. Yarışmalar ve ödüller sayesinde, mimarlar yurtdışında veya yurtiçinde çeşitli platformalarda bir araya gelerek, ortaya çıkan yapılarını değerlendirme ve fikir alışverişinde bulunma imkanı elde edeceklerdir. İşverenler ise yarışmalar açarak, yatırımlarına değer katacak en nitelikli mimarlık ürününe sahip olacaklardır.
Son olarak beklentileriniz ve hedefleriniz nelerdir?
Genç bir mimarlık ofisi olarak hedeflerimiz oldukça büyük. Büyük hedefler koymanın gelişmenin bir parçası olduğuna inanıyorum. Bu yıl içerisinde, devam etmekte olan projelerimiz ve yeni projelerimiz ile birlikte uluslararası festivallerde dünya mimarları ile biraraya gelerek, fikirlerimizi paylaşabileceğimiz platformalarda bulunacağız.
Boytorun Mimarlık tarafından Arnavutköy’de tasarlanan Durusu Milltown projesi bölgenin konut, ticaret ve kamusal alan ihtiyaçlarını karşılama hedefiyle hayata geçiriliyor. Kişi başına düşen sosyal ala...
Devamını Gör...
Özer Ürger Mimarlık tarafından tasarlanan Güngören Gösteri Merkezi (GGM) ve Kent Parkı projesi, yapı ile çevresi arasında kurulan güçlü bağlar sayesinde İstanbul’un en yoğun nüfuslu bölgelerinden biri...
Devamını Gör...
Ulusal ve uluslararası ölçekte atlı spor kulüplerine imza atan Equine Design Studio, Şile’de uluslararası yarış standartlarına uygun niteliklerde özel bir binicilik merkezi tasarladı
Devamını Gör...