Mahal Mimarlık hakkında bilgi alabilir miyiz?
Mahal Mimarlık, 2013 yılında İstanbul, Kadıköy'de kurulmuş dört ortaklı bir mimarlık ofisidir. Henüz sektörde yeni olan "Mahal"imiz, işlevsel ve yaratıcı mimari çözümleri göz önünde bulunduran genç ve dinamik mimarlardan oluşmakta ve mimariye değen birçok alanda faaliyet göstermektedir. Afet yasası gereği yenilenen konut yapılarından iç mimariye, restorasyon projelerinden farklı fonksiyonlara sahip mimari yapılara ve ürün tasarımlarına kadar geniş bir hizmet portföyümüz bulunmaktadır.
İnşaatı ve tasarım çalışmaları devam eden projeleriniz hakkında bilgi verir misiniz?
"Butik bir konut projeyle başlangıcı yaptık"
Halıcıoğlu Sütlüce'de inşaatı tamamlanmış olan bir konut projemiz bulunuyor. Bu projenin yatırımcısı Ömeroğlu İnşaat. 2014 yılı Haziran ayında tasarımı tamamlanan projemizin geçtiğimiz ağustos ayında inşaatı tamamlanıp, iskanı alındı. Butik bir konut projeyle başlangıcı yapmış olduk. 600 metrekare kapalı inşaat alanı bulunan projemizde toplam da 10 adet 2+1 konut bulunuyor.
"Kentsel dönüşüm projelerine hayat veriyoruz"
Yatırımcısı Tavukçuoğlu İnşaat olan Kadıköy, Kozyatağı'nda kentsel dönüşüm yasası kapsamında bir bina yenileme inşaatımız tamamlanmak üzeredir. Yaklaşık 2 bin metrekare kapalı inşaat alanına sahip olan ve 2014 yılının sonlarında tasarımını tamamladığımız projemizin ruhsatı 2015 yılı Eylül ayında onaylandı. Yeni konut anlayışını önemseyen, özgün malzeme kullanımıyla tasarlanan projemizde 14 adet 2+1 daire bulunmaktadır. Dairelerin net alanları 81,26 metrekaredir. Bunlara ek iki adet dubleks daire ve iki adet dükkan bulunmaktadır. Ayrıca Tavukçuoğlu İnşaat ile Göztepe'de avan proje aşamasında olan yeni bir konut projesi tasarımı üzerine çalışmaktayız. Bunun yanı sıra, Topkapı İnşaat'ın yatırımcısı olduğu bir diğer projemiz de Suadiye'de yaklaşık 7 bin metrekare kapalı inşaat alanı olan 18 katlı bir konut projesidir. Bu projemiz de şuan ruhsat aşamasındadır.
"Restorasyon projemiz olan Pembe Yalı'da titizlikle çalışıyoruz"
Tarihi yapılar kapsamında ayrıca, Anadolu Hisarı'nda Hisar'ın hemen önünde ve İsmet İnönü Yalısı'nı hemen yanında bulunan İstanbul'un önemli yalılarından biri olan Pembe Yalı'nın restorasyon çalışması için uygulama çözüm ortağımız Kartek Yapı- Endüstri ile çalışmaktayız. Rölöve, restitüsyon projeleri onaylanan projenin yakın zamanda restorasyon onayı ile uygulamasına başlanacaktır. Tarihi yapıların korunması büyük anlam taşıdığı için restorasyon projemiz olan Pembe Yalı'ya titizlikle odaklanmaktayız. Bunlara ek olarak ofis, konut ve kafe-restoran, tamamlanan ve de devam eden iç mimari tasarım ve uygulamalarımız da var.
Kadronuz, ekibiniz hakkında bilgi alabilir miyiz?
Ekibimizden; üçümüz Yıldız Teknik Üniversitesi, birimiz Haliç üniversitesi mimarlık mezunudur. Ortalama her birimiz "Mahal" öncesinde 3 ila 5 yıl arası farklı alanlarda uzmanlaşan ekiplerle mimari çalışmalar yürüttük. Yurt dışı eğitim ve çalışma deneyimi sahibi de olan ekibimizden Simge Balcı restorasyon alanında, Gülçin Ural ise iç mimari alanında yüksek lisans yapmaktadır. Mimarlık disiplinin her alanı bizim için önem taşıdığından, her birimiz yaratıcı gücü destekleyen özel ilgi alanlarına odaklanmaya çabalıyoruz. İşimizi profesyonel bir anlayışla ve yeni teknoloji içine alan bir konseptle yürütmeye çabalıyoruz.
Ülkemizde mimarinin gelişimine dair izlenimleriniz nelerdir?
Hepimizin bildiği üzere ülkemizde çok hızlı şekilde büyümekte olan bir sektör, inşaat sektörü... Bir yandan bu bir avantaj olduğu gibi, bu hızlı büyümenin plansız, programsız gerçekleşmekte olduğunu da fark etmekteyiz. Tasarım ve yenilikçi yaklaşımları öteleyen büyümedense sağlam temeller üzerine kurulmuş ve mimarlık disiplinin öğretilerini benimseyen adımları önemsemekteyiz.
Ülke genelinde inşaat sektörünün / mimarinin son 10 yılını nasıl gözlemliyorsunuz?
Bu 10 yılın ilk döneminde biz öğrenciydik. Ama o dönemde de deprem sonrasında özellikle İstanbul ve çevresinde sağlıklı yapılar üretmeye yönelik çabalar mevcuttu. Tabi ki bunu mimarlık eğitimimiz esnasında da eğitim programımızda da gözlemleyebiliyorduk. Bu anlamda olumlu gelişmeler yaşanmaktadır. Bununla beraber yukarıda bahsettiğimiz sorunları da beraberinde getirmektedir. Ancak; bu hengamenin içerisinde bir noktayı es geçmeyelim ki çok fazla insan artık mimarlık konuşur hale geldi. İnşaat herkesin bildiği bir kavramdı ama mimarlığın bunun neresinde durduğuna dair fikre, insanlar son 10 yılın gelişmeleri sayesinde sahip oldular.
Ulusal ve uluslararası mimarlık yarışmalarını ve ülkemiz mimarlarının bu konudaki durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce ödüllerin/yarışmaların sektöre katkıları nelerdir? Sizin katıldığınız yarışmalar hakkında bilgi verir misiniz?
Yarışmaların ülkemizde mimari tasarıma dair algıyı çok farklılaştırdığını düşünüyoruz. Böylece görüyoruz ki özellikle kendi jenerasyonumuzda birçok meslektaşımız çok iyi işler, tasarımlar üretmekteler. Birçok meslektaşımızı, bu yarışmalar sayesinde tanımamız mümkün oldu. Böylece tabii ki genç mimarların sektörde adlarının geçmesi ve işlerinin konuşulması çok önemli... Yenilikçi bir algı ile yapılan yarışma projeleri sektörde, bir yapının nasıl çok farklı yorumlanabileceğini gösterdi. Bu sayede, yarışma projeleri "mimari özgünlük" sorusuna da cevapları doğru bir çerçeve ile veriyor diye düşünüyoruz. Son dönemde özellikle kamu binalarının yarışma ile tasarlanması; objektif bir yaklaşımla gerçekten mimarinin önem kazanması anlamına gelmektedir. Böylece; bizim gibi genç mimarlara da sektörde yer açan umut verici gelişmeleri oluşmaktadır. Biz de ekip olarak ilk yarışmamızı geçtiğimiz yaz yaptık. İzmir Konak Belediyesi Hizmet Binası için hazırlandığımız yarışmada bir derece alamadık ama bizim için iyi bir başlangıç olduğunu düşünüyoruz. Böylece biz de mimari yaklaşımlarımızı görüp, farklı fonksiyonlardaki komplekslerde iş üretmeye yarışmalar sayesinde atılacağımızı düşünüyoruz.
Son dönemlerde ülkemiz gündeminde olan kentsel dönüşüm çalışmalarını mimari olarak nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kentsel dönüşüm çalışmaları tabii ki son dönemde inşaat sektörünün çok büyük bir dilimini oluşturmaktadır. Dolayısıyla, birçok meslektaşımız gibi iş kapasitemizin büyük bir kısmını afet yasası gereği kentsel dönüşüm çalışmalarından sağlıyoruz. Yalnız bizce kentsel dönüşüm çalışmalarında birçok muhatabınızın olması ve de kat maliklerinden oluşan muhataplarınızın dikkat ettiği tek konunun metrekare kazanımı olmasını sıkıntılı bir yaklaşım olarak değerlendiriyoruz. Bir bütün olan mimariyi detaylarıyla değerlendirmektense mal sahipleri sadece daire alanı fazlası arayışı içinde olunca, çok da kaliteli ve özgün işler üretildiğini düşünmüyoruz. Konut üretimi bir yandan böylece toplu üretime dönmektedir. Bundan ötürü tasarım üzerine yeterince düşülmediğini ve de mimari detayların inceliklerine titizlikle değinilmediğini gözlemek mümkün.
İnşaat sektörünün ve mimarinin en önemli sorunları sizce nelerdir?
Sektörün en büyük sorunu bizce tasarımın ve uygulama detaylarının üzerine yeterince düşünülmemesi. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi mimarlığın ana unsurlarına çok da ilgi gösterilmediği gibi teknik işlerin çözümü mimarlık olarak algılanmaktadır. Halbuki her mimarın çevresel, kültürel ve sosyal yaklaşımı , aynı yarışma projelerinde gördüğümüz gibi, farklı olmaktadır ve bu da sizin mimar olarak sektördeki rolünüzü göstermektedir. Tasarım ve bu detaylar olmazsa bu rolü tanımlamak da zorlaşıyor.
İnşaat sektörünün kalifiye eleman durumunu & sorununu nasıl gözlemliyorsunuz?
Sektörde çok fazla alan olduğu için; üniversitelerin "mimarlık" bölümünden genel bir eğitimle mezun olan her mimar; tabii ki mimarlık yapmamakta ve bu alanlardan birinde çalışmaktadırlar. Ama gerçek şu ki; aldığımız genel mimarlık eğitimi, özelleşmiş alanlar için yeterli değildir. Bir de tabi her işverenin deneyimli ve her işi yapabilen eleman arayışı bunu karşılamamaktadır. Her yeni mezun tabii ki yıllar içerisinde aslında çoğunlukla tercih ettiği için değil de o alanda çalışma imkanı bulabildiği için bu alanlardan birine yönelmekte ve çalıştığı alanda tecrübe kazanmaktadır. Tabii bu biraz yıllar alan bir durum olduğu için genç nüfuslu bir ülkede bu biraz eğitimin yetersizliği ile de sorun yaratmaktadır.
2015 yılı inşaat ve mimarlık sektörlerinde, gözlemlerinize göre nasıl geçmekte?
2015 yılı inşaat ve mimarlık sektörlerinde yeniliklerle ve hızla geçmekte. Her gün sektörde yeni bir malzeme tanımakta ve her gün yeni bir proje ile karşılaşmaktayız.
Son olarak beklentileriniz ve hedefleriniz nelerdir?
"Mimarlık" alanında kendi dilini üretmek için yarattığımız bu ofisin bizleri de beslediği ve geliştirdiği yeni projelere imza atmayı hedeflemekteyiz. Doğru kararlarla yapılmış projeler ile sektörde 'Mahal'in de adını daha çok görmeye kararlıyız.
Boytorun Mimarlık tarafından Arnavutköy’de tasarlanan Durusu Milltown projesi bölgenin konut, ticaret ve kamusal alan ihtiyaçlarını karşılama hedefiyle hayata geçiriliyor. Kişi başına düşen sosyal ala...
Devamını Gör...
Özer Ürger Mimarlık tarafından tasarlanan Güngören Gösteri Merkezi (GGM) ve Kent Parkı projesi, yapı ile çevresi arasında kurulan güçlü bağlar sayesinde İstanbul’un en yoğun nüfuslu bölgelerinden biri...
Devamını Gör...
Ulusal ve uluslararası ölçekte atlı spor kulüplerine imza atan Equine Design Studio, Şile’de uluslararası yarış standartlarına uygun niteliklerde özel bir binicilik merkezi tasarladı
Devamını Gör...