Halide Edip Adıvar Külliyesi Yarışma Projesi
İşveren: Şişli Belediyesi
Konum: Şisli / İstanbul
Alan: 5 bin 509 metrekare
Mimari Tasarım: Manço Mimarlık / Ali Manço, Zühtü Usta, Deniz Tatlıdede
Tasarım Ekibi: Ali Manço, Zühtü Usta, Deniz Tatlıdede, Zeynep Erdinç, Yağmur Akyüz
Proje Tarihi: 2012
Proje Türü: Kamu / Sosyal
Yapım Türü: Betonarme / Çelik Karma Sistem
Güncel bir yaklaşımla ele alınan çağdaş külliyenin, gündelik yaşamdan soyutlanmadan çevresi ile bütünleşmesi, içerdiği kapalı, yarı açık ve açık alanlarının semt sakinlerince sürekli kullanılabilen nitelikte olması amaçlanmış. Yerleşim planında, mihrap duvarından daha ileride namaz kılınmamasına uygun olarak cami arsanın sınırına çekilmiş, böylelikle ibadet edilebilecek açık alan olabildiğince büyük tutulmuş. Cami dışındaki mahaller, ilişki kurulması istenmeyen Piyalepaşa bulvarına sırtını dönerek kullanıcıları Halide Edip Adıvar Caddesi’nden içine çeken bir avlu oluşturacak biçimde konumlandırılmış. Bulvardan avluyu ayıran yerleşim ile otoyol uğultusunun kesilmesi amaçlanmış.
Avluya birincil yaya girişi, caminin kuzey yönünde düzayak olarak verilmiş, en yoğun kullanılacak olan lokal/okuma salonu, kitap satış, yardımlaşma sandığı, erkek abdesthane ve WC bu giriş boyunca sıralanmış. Eğitimle ilgili mekanlar, önündeki yeşil alan ile avludan kısmen ayrılacak biçimde ayrı bir kütlede oluşturulmuş. Benzer biçimde, kadın abdesthane ile mutfak ve gasilhane de ayrık yapılarda çözülmüş. İslam dininde biçimsel tarifleri olmayan caminin tasarımında morfolojik kalıplardan bağımsız kalmaya çalışılarak, ülkemizde hakim olan klasik Osmanlı üslubundan farklı, çağdaş bir yaklaşım izlenmiş.
Toplu ibadette kıble yönünde sıralanma kuralına uygun olarak İslam mimarisinin az sayıdaki değişmezlerinden biri olan “dikdörtgen plan” ve klasik Osmanlı camilerindeki “tek büyük iç hacim” ilkelerine bağlı kalınmış. Cami içinde ve dışındaki safların sürekliliğini ve caminin en önemli öğesi olan mihrap duvarını vurgulamak için caminin yan duvarları ince bir saydam cam bant ile zeminden ve mihrap duvarından koparılmış. Böylelikle caminin “kıbleye dönük bir duvar ve saflar üzerinde bir örtü” biçiminde tanımlanabilecek temel işlevinin yansıtılması amaçlanmış. İslam mimarisinin en önemli simgesel öğesi olan minare, cami kütlesinin yalınlığını bozmamak için bağımsız bir yapı olarak tasarlanmış.
Caminin gerek mimari tasarımı, gerekse de yapım tekniği açısından günümüzü yansıtması amaçlanmış ve bu doğrultuda çelik bir taşıyıcı sistemin cam, yalıtım katmanları ve prefabrik cephe kaplaması ile çevrelenmesi önerilmiş durumda. Bodrum katlar ve diğer binalar betonarme karkas olacak şekildedir. Klasik Osmanlı camilerindeki kubbe, yarım kubbe, kemer gibi taşıyıcı elemanların iç mimariyi biçimlendirişine benzer olarak çelik strüktürün iç ve dış cephelerde geometrik bir örüntü oluşturması amaçlanmıştır.
İslam dininde biçimsel tarifleri olmayan caminin tasarımında morfolojik kalıplardan bağımsız kalmaya çalışılarak, ülkemizde hakim olan klasik Osmanlı üslubundan farklı, çağdaş bir yaklaşım izlenmiştir. Toplu ibadette kıble yönünde sıralanma kuralına uygun olarak İslam mimarisinin az sayıdaki değişmezlerinden biri olan “dikdörtgen plan” ve klasik Osmanlı camilerindeki “tek büyük iç hacim” ilkelerine bağlı kalınmıştır. Ancak farklı bir biçim arayışı doğrultusunda, günümüzde geniş açıklık geçmenin çok değişik çözümlerinin olduğu göz önüne alınarak, kubbe yeğlenmemiştir. Cami içinde ve dışındaki safların sürekliliğini ve caminin en önemli öğesi olan mihrap duvarını vurgulamak için caminin yan duvarları ince bir saydam cam bant ile zeminden ve mihrap duvarından koparılmıştır. Böylelikle caminin “kıbleye dönük bir duvar ve saflar üzerinde bir örtü” biçiminde tanımlanabilecek temel işlevinin yansıtılması amaçlanmış.
Klasik Osmanlı camilerindeki kubbe, yarım kubbe, kemer gibi taşıyıcı elemanların iç mimariyi biçimlendirişine benzer olarak çelik strüktürün iç ve dış cephelerde geometrik bir örüntü oluşturması amaçlanan projede, gerek Türk insanının yüzyıllardır kullanageldiği Osmanlı tarzı camilerde alışmış olduğu ortalama aydınlık düzeyi gerekse de aşırı ışığın ibadete odaklanmayı zorlaştırması nedeniyle cephede geniş saydam yüzeyler yeğlenmemiştir. Yaratılan ışık bandı ile mihrap duvarının üstten ve yanlardan sızan ışık ile aydınlanması amaçlanmıştır. Dış ve iç cephelerde, modül boyutu taşıyıcı sisteme göre belirlenmiş eşkenar üçgenlerden bir karolaj oluşturularak, İslam sanatındaki geometrik bezemelerin sadeleştirilmiş bir yeniden yorumu yapılmıştır. Bu üçgenlerde açılan deliklerden iç mekana denetimli doğal ışık alınması amaçlanmıştır. Cephedeki delikler arkasındaki mekanlara uyumlu olarak yerleştirilmiş ancak irili ufaklı boyutları ile gelenekselden farklı, rastlantısal bir etki yaratılmak istenmiştir. Cami iç duvarlarında da bu doku sürdürülmüştür.
Bakım gerektirmeyen ve çok uzun ömre sahip fiber çimento panellerden (Swisspearl, Fibre-C veya muadili) oluşan katman ile diğer yapıların da cephe ve çatıları sarılmış, benzer dokuda beton plak zemin kaplamaları ile mekanları saran kesintisiz bir düzlem etkisi yaratılmıştır. Avludaki sert zeminlerde, saf doğrultusunda uzanan çim bantlar oluşturularak açık alanda daha düzenli saf tutulması sağlanmıştır. Cami içindeki halı zeminde de aynı çizgiler sürdürülerek iç ve dış mekan bütünlüğü vurgulanmıştır. Cami iç mekanında sabit bir iç hava kalitesi yakalanabilmesi için üflemeleri zeminden çalışan yapay iklimlendirme sistemi yeğlenmiştir. Havalandırma sisteminin hava kaynaklı ısı pompası ile desteklenmesi önerilmiştir. Cami dışındaki binalarda yapay iklimlendirmeye ek olarak, uygun mevsimlerde açılır pencereler ve tavan pervaneleri ile çapraz havalandırma sağlanabileceği düşünülmüştür. Yağmur suyu ve gri su geri kullanım sistemleri, tasarruflu armatürler ile su tüketiminin azaltılması amaçlanmıştır. Dış ve iç aydınlatmada LED armatürler, hareket algılayıcıları gibi yöntemlerle yapıların enerji gereksinimi daha da düşürülmüştür.
Ali Manço
1977 İstanbul doğumlu. Alman Lisesi ve İTÜ Mimarlık Fakültesi ardından ABD'de Georgia Institute of Technology'de inşaat mühendisliği ve yönetimi yüksek lisans programından mezun oldu. Baytur İnşaat A.Ş.'de Katar İslam Sanatları Müzesi ve Dubai Palm Jumeirah Konutları projelerinde görev aldı. Meslek hayatını kendi firmaları olan Manço Mimarlık'ta, yönetici ortak olarak sürdürmektedir.
Manço Mimarlık
Manço Mimarlık, Yüksek Mimar Aytaç Manço tarafından 1970 yılında kuruldu. Türkiye'nin en köklü mimarlık ofislerinden biri olan firmanın faaliyet alanları; başlangıçtan bu yana odaklandıkları mimari ve iç mimari tasarım, projelendirme, danışmanlık ve uygulama denetimi şeklinde sıralanıyor. Yoğun bir araştırma süreci ile toplanan bilgiler ışığında, iş sahibinin istek ve beklentilerini, projenin bağlamı ile birlikte etüt ederek yenilikçi, özgün ve sürdürülebilir yapılar ve mekanlar tasarlıyan ofis, bütünleşik tasarım süreci anlayışı doğrultusunda gerek iş sahibi gerekse de birlikte çalıştığı mühendis ve danışmanlar ile işin en erken aşamalardan itibaren işbirliği içinde olmaya gayret ediyor. Sürdürülebilir tasarım ve yapım başta olmak üzere BIM yazılımları, değişen mekan gereksinimleri, yeni malzemeler gibi konularda sürekli bir yenilik içinde olan Manço, son derece sistemli çalışan, 2009 yılından bu yana ISO9001:2008 kalite belgesine sahip çok az sayıdaki mimarlık ofisinden biridir.
Kaynak: İnşaat & Yatırım
Boytorun Mimarlık tarafından Arnavutköy’de tasarlanan Durusu Milltown projesi bölgenin konut, ticaret ve kamusal alan ihtiyaçlarını karşılama hedefiyle hayata geçiriliyor. Kişi başına düşen sosyal ala...
Devamını Gör...
Özer Ürger Mimarlık tarafından tasarlanan Güngören Gösteri Merkezi (GGM) ve Kent Parkı projesi, yapı ile çevresi arasında kurulan güçlü bağlar sayesinde İstanbul’un en yoğun nüfuslu bölgelerinden biri...
Devamını Gör...
Ulusal ve uluslararası ölçekte atlı spor kulüplerine imza atan Equine Design Studio, Şile’de uluslararası yarış standartlarına uygun niteliklerde özel bir binicilik merkezi tasarladı
Devamını Gör...