TSMD’nin geçtiğimiz yıl gerçekleştirdiği “Ankara’yı Değiştiren Projeler” panel serisi, tüm Türkiye’yi kapsayacak şekilde genişletilirken, yeni panel serisinin ikincisi Ankara’dan sonra Trabzon’da gerçekleştirildi. Seranit Grup markalarından Vanucci’nin sponsorluğunda düzenlenen panelde spor yapıları masaya yatırıldı.
Türk Serbest Mimarlar Derneği’nin (TSMD) geçen yıl düzenlediği ‘Ankara’yı Değiştiren Projeler’ panel serisi tüm Türkiye’ye yayılırken, yeni panel serisinin ikinci adresi Ankara’dan sonra Trabzon oldu. Seranit Grup markalarından Vanucci’nin sponsorluğunda gerçekleştirilen ve Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde düzenlenen panelin başlığını ise Spor Yapıları oluşturdu. İstanbul Kültür Üniversitesi Mimarlık Bölümü’nden Prof. Dr. Ayhan Usta’nın moderatörlüğünü üstlendiği panelde Azaksu Mimarlık’tan Adnan Aksu, Toplu Konut İdaresi Projeler Daire Başkanı Mustafa Levent Sungur, Karadeniz Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü’nden Prof. Dr. Ali Asasoğlu ve Y. Mimar, EPP Emlak Planlama İnşaat Proje Yönetimi ve Ticaret A.Ş. Etüd Proje Müdürü Bora Soykut konuşmacı olarak katıldılar. Türkiye Projeleri Panel Serisi ile TSMD üyelerinin Ankara dışında yapmış oldukları farklı yapı türlerindeki güncel projeler incelenerek, tartışmaya açıldı.
Türkiye Projeleri yurda yayılacak
Panelin açılış konuşmasını TSMD Yönetim Kurulu Başkanı Aytek İtez gerçekleştirdi. TSMD’nin faaliyetlerine ilişkin bilgi veren Aytek İtez, “TSMD 1987 yılında Ankara’da bir grup serbest çalışan mimarlık ofislerinin bir araya gelmesi ile kuruldu. Dernek olarak mesleğimizin sorunlarına çözüm arayışlarımızın yanı sıra sosyal alanlarda mimarların toplumsal rolü ile ilgili kamuoyu bilincini artırmak amacıyla etkinlikler yapıyoruz. Türkiye Projeleri panelleri de bu etkinliklerimizden birisi. Ankara’da Eğitim Yapıları ile başlayan ve Trabzon’da Spor Yapıları ile devam eden panellerimiz farklı yapı türlerindeki konu başlıkları ile sürecek” şeklinde konuştu.
Niteliğin niceliğe tercih edildiği bir ortam şart
Açılışta konuşan Seranit Grup Proje ve İş Geliştirmeden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Banu Uçak ise, TSMD ile uzun soluklu bir yolculuğa çıktıklarını belirterek, “Ankara’da 40’ın üzerinde eğitim yapısını nitelikli, hızlı ve iyi bir mimari ile ayağa kaldıran grubu izledik. Bugün de burada spor yapıları için bir araya geldik. Türkiye Projeleri panellerimizin niteliğin niceliğe tercih edildiği bir ortamın artmasına vesile olmasını umuyoruz” dedi.
Mimar algısı artmalı, tartışma zemini oluşturulmalı
Panelin moderatörlüğünü üstlenen İstanbul Kültür Üniversitesi Mimarlık Bölümü’nden Prof. Dr. Ayhan Usta ise, konuşmasına “Mimarlık kültürünün yaygınlaşması, eleştirel ortamın sağlanarak nitelikli yapıların değerlendirilmesi adına TSMD önemli bir işlevi üstleniyor” sözleri ile başladı. Mimar algısının artması ve tartışma anlamında bir zemin oluşturulmasının gerektiğine işaret eden Prof. Dr. Ayhan Usta, “Özellikle son 10 yılda sektör aktörleri mimarlar ve diğer paydaşların bu zeminin oluşmasında katkıları var. Mimarlık tarihine baktığımızda aslında en eski yapılar spor yapılarıdır. Kökleri antik Yunan ve Mezopotamya’ya kadar uzanır. İnsanın doğa ile mücadelesi günlük hayatlarını idame etmeleri anlamında avlanmaları, koşmaları vs. bunların hepsi zaman içerisinde spora dönüşmüş. Antik kent karakteristiğinin en önemli farklılıkları hipodromlar ve stadyumlardır. Trabzon da bu anlamda önemli bir şehir” diye konuştu.
Spor tesisleri sadece spor yapılan alanlar olmamalı
Panelistlerden Azaksu Mimarlık yetkilisi ve Gazi Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Adnan Aksu, Trabzon’daki Hayri Gür Spor Salonu, Mehmet Akif Ersoy Yüzme Havuzu ve Akyazı Stadyumu’nun projelerini hazırlayan isim. Panelde yaptığı konuşmasında bu projeler ile ilgili bilgiler veren Adnan Aksu, bu yapıların hepsinde de tek bir malzeme kullanıldığını ifade ederek, “Trabzon gibi coğrafi yapısı gereği karmakarışık olan bir şehri çok iyi okumak lazım. Biz bu yapıların tamamında teneke malzemesi kullandık. Yağmurlu bölgelerde genellikle bu malzeme kullanılır. Sade bir malzemedir. Pahalısını tercih etmekten ise, malzemeyi basitleştirip yüceltmeyi arzu ettik” dedi. Yapıların tasarımlarında çevre ile diyaloğun kurulabilmesini de istediklerini ifade eden Adnan Aksu, “İnsanların mekanlarda bir arada iken diyaloglarını başka eylemlerle kurması, sorgulama ve yaratıcı düşünceyi geliştirir. İnsanlarımızın daha etken olmalarını istiyorsak, yapıların kullanıma açık ve onların diyaloğuna müsait olması gerekiyor. Spor tesisleri sadece spor yapılan yerler olmamalı. Bunlar şehirlerin sosyal ortamlarıdır. Bu araçları çok iyi kullanmamız lazım. Kamusallık sadece kent meydanlarında olmaz” dedi.
Spor yapıları simgesel ürünlerdir
Panelistlerden Karadeniz Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü’nden Prof. Dr. Ali Asasoğlu ise, mimarların sadece bina yapmadıklarını, boşlukları da iyi değerlendirmek durumunda olduklarını belirterek, “Spor yapıları simgesel ürünlerdir. Anlamsal yükleri vardır. Antik kentler genellikle spor yapıları ile anılırlar. Spor alanları sadece spor yapıları olmayıp, sosyal ilişkilerin de kurulduğu alanlardır” dedi. Trabzon’un doğası gereği oldukça fazla yağmur aldığını, bu nedenle de heyelan bölgesi olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Ali Asasoğlu, “Bu nedenle de özellikle ağır yapılarda denetim oldukça önemli. Yağış alan bir bölgedeyiz ve dolgu alanlarımız oldukça fazla. O nedenle bu alanlarda yapılan yapıların, yoğun denetimli olmasında fayda görüyoruz” dedi.
Panelde konuşan Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Projeler Dairesi Başkanı Mustafa Levent Sungur ise kamu yapıları ve kamu idaresi ilişkilerine değindi. Kamuda alınan tüm hizmetlerin kanunlar çerçevesinde yürütüldüğünü belirten Mustafa Levent Sungur, “Kamu ihale kanunu usulleri bellidir. Ancak spor yapıları için bazı istisnalar vardır. TOKİ olarak, üstlendiğimiz yapılar ile ilgili, öncelikle işin projelendirme aşaması vardır. Sonra ise kontrolörlük ve ardından da işin teslim ve kabulü gelir. Bunları danışmanlık hizmetleri adı altında tanımlıyoruz” dedi.
Şehirler artık çemberine sığmıyor
Y. Mimar, EPP Emlak Planlama İnşaat Proje Yönetimi ve Ticaret A.Ş. Etüd Proje Müdürü Bora Soykut ise, panelde yaptığı konuşmasında önümüzdeki 20 yıl içerisinde dünya nüfusunun yüzde 70’inin şehirlerde yaşayacağı bilgisini paylaştı. Bora Soykut, “Dolayısıyla şehirler artık çemberlerine sığmıyor. Trabzon da bunlardan bir tanesidir. Bazı şehirlerin tahammül alanları vardır. Ama Trabzon ve İstanbul gibi bazı şehirlerimizde maalesef bu yoktur. Şehrin içindeki yapılar kendi alanlarını artık taşıyamaz hale gelmişlerdir. Bunun için de bu alanların artık fonksiyonlarının çeşitlendirilmesi lazım” dedi.
Boytorun Mimarlık tarafından Arnavutköy’de tasarlanan Durusu Milltown projesi bölgenin konut, ticaret ve kamusal alan ihtiyaçlarını karşılama hedefiyle hayata geçiriliyor. Kişi başına düşen sosyal ala...
Devamını Gör...
Özer Ürger Mimarlık tarafından tasarlanan Güngören Gösteri Merkezi (GGM) ve Kent Parkı projesi, yapı ile çevresi arasında kurulan güçlü bağlar sayesinde İstanbul’un en yoğun nüfuslu bölgelerinden biri...
Devamını Gör...
Ulusal ve uluslararası ölçekte atlı spor kulüplerine imza atan Equine Design Studio, Şile’de uluslararası yarış standartlarına uygun niteliklerde özel bir binicilik merkezi tasarladı
Devamını Gör...