Yenilikçi tarzıyla gayrimenkul sektöründe prestijli projeler geliştiren EriaPartners, dünyanın en önemli mimarlarından biri olan ve pek çok mimari ödülün sahibi Norman Foster’ın mimarlık ofisi Foster+Partners ile birlikte İstanbul’a değer katacak önemli bir projeyi hayata geçirmeye hazırlanıyor. EriaPartners’ın Levent Büyükdere Caddesi üzerinde planladığı yeni projesinin inşasına 2010 yılında başlanacak. İstanbul’un en değerli bölgelerinden biri olan Büyükdere üzerinde A+ yaşam tarzına uygun residans ve ofis karması olarak tasarlanan yeni ikon yapı inovatif mimari yaklaşımı ile de şehre değer katacak.

Levent Projesi İstanbul’un sadece kültürel mirasını zenginleştirmekle kalmayacak aynı zamanda modern ve zamanı unutturan tasarımı ile kentin görünümünde yepyeni bir simge olacak. 1990 yılında İngiltere Kraliçesi tarafından Thames Bank Lordu Foster ünvanı ile onurlandırılan Lord Norman Foster, dünyanın başlıca mimarlık ödüllerini kazanmış, son 40 yıla damgasını vuran, çok üretken bir mimari deha. Etkileyici tasarımların mimarı Lord Foster, insanın etrafını saran ortamın, yaşam kalitesini artırdığına inanıyor ve bu tasarım yaklaşımıyla 73 ülkede gerçekleştirdiği projelerle 500’den fazla ödül ve takdirname ile 100’den fazla ulusal ve uluslararası yarışmayı kazanmış bir sanatçı.

Dünyanın bu güne kadar inşa edilmiş en büyük kapalı alanı olan Pekin Terminali'nin de mimarı olan Lord Norman Foster’ın diğer önde gelen eserleri de şunlar: New York’taki Hearst Genel Merkezi, Swiss Re’s Londra Genel Merkezi, Fransa’da Millau Viaduct, Berlin’de inşa edilen yeni Alman Parlamento binası Reichstag, British Meseum Büyük Salonu, HSBC’nin Hong Kong ve Londra’daki Genel Müdürlük binaları, Frankfurt’taki Commerzbank Merkezi, Fransa’da Carré d’Art, (Nimes Sanat Müzesi), Kaliforniya’daki Standford Üniversitesi araştırma merkezi ve daha birçokları.

Foster + Partners firması şimdiye kadar 9 şehir akademisi projesi gerçekleştirdi ve İngiltere’de eğitim standartlarının yükselmesini hedefleyen inovatif ve ilham verici öğrenim ortamını hedefleyen yeni bir okul mimarisi geliştirdi. Firma ayrıca, şehir planlama ve iletişim altyapısı konularına da yoğun ilgi duyuyor. Teknoloji ve mühendislik bilimi ile kültürel mirası harmanlayan bir mimari yaklaşıma sahip olan Foster, projelerinde yerel mimari kültürü, tarihi, mekanın özelliklerini ve dokusunu bir arada kullanmasıyla tanınıyor. Bu nedenle de eserleri, tıpkı otomobil üreticisi McLaren’in Surrey’deki genel merkez binasında olduğu gibi mühendislik mantığı ile titiz bir tasarımın mükemmel bir bileşeni olarak ortaya çıkıyor. Foster + Partners firmasının dünyaca bilinen bir başka özelliği ise”sürdürülebilirlik” kavramına ve çevresel konulara gösterilen hassasiyet ve öncelik.

Foster, enerjiyi verimli kullanan, sosyal sorumlulukları gelişmiş, içinde bulunduğu coğrafi alanın ve kültürün sürdürülebilirliğine katkı sağlayan binalar tasarlıyor. Sürdürülebilirlik konusunun bütünsel bir yaklaşım gerektirdiğini; binanın içinde bulunduğu alan, fonksiyonu, esnekliği, yaşam süresi, çevresine uyumu, form ve yapısı, ısıtma ve havalandırma sistemleri, kullanılan malzemeler, inşası ve bakımı için gerekli olacak enerji miktarı gibi pek çok unsurun, sürdürülebilirlikte rol oynadığına inanıyor. Gelecekte de bu başlıklarda geliştirilecek yeni çözümlerle sürdürülebilirlik açısından çok daha başarılı yapılar inşa edilebileceğini düşünüyor. Levent Projesi yukarıda özetlenen Foster vizyonu ve felsefesini yenilikçi mimari tasarım ve yaşam tarzı yaklaşımı ile harmanlayarak kente değer katacak çok amaçlı bir proje misyonuyla İstanbul’un simge yapılarından biri olmaya hazırlanıyor.

Kaynak: İnşaat&Yatırım Dergisi