İnşaat sektörünün 2018 yılında neredeyse ikiye katlanan maliyetlere ek olarak faiz ve kredi oranlarındaki artışın da etkisiyle zorlu bir dönemden geçtiğini hatırlatan Şua İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Nimetullah Kaya, bu süreci en az hasarla atlatmak için sektör temsilcilerinin büyük fedakarlıklar gösterdiğini belirtti. İnşaat maliyetlerinde yaşanan artışların mümkün olduğunca fiyatlara yansıtılmadığını, aksine cazip kampanyalar geliştirilerek sektörün, genel ekonominin, istihdamın ve tüketicilerin yararına olacak her türlü adımın atıldığını ifade eden Kaya, ‘Türkiye için kazanç vakti’ kampanyasının etkisiyle Ekim 2018’de tüm zamanların en yüksek aylık konut satışının gerçekleştiğini vurguladı. Enflasyonla mücadele için gerçekleştirilen çalışmaların umut verici olduğunu söyleyen Kaya, yerel seçim süreçlerinin tamamlanması ve dolar ile faiz oranlarındaki normalleşmenin etkisiyle özellikle 2019 yılının ikinci çeyreğinden sonra sektörün büyüme grafiğini artırmasının öngörüldüğünü bildirdi. İnşaatın lokomotif sektör konumunda olduğuna dikkat çeken Kaya, Türkiye gibi genç nüfusa sahip, evlenme ve çocuk sahibi olma ve dolayısıyla yeni ya da daha geniş bir eve ihtiyaç duyulma oranı yüksek, aktif deprem kuşağında yer aldığı için deprem yönetmeliğine uygun olarak inşa edilmiş yeni konutlara taşınma ihtiyacı bulunan bir ülkede konuta olan talebin bitmesinin mümkün olmadığını vurguladı. 

Dövizdeki artış ve ekonomik dalgalanmalar nedeniyle Türkiye ekonomisinin lokomotif sektörlerinden biri olan inşaat sektöründe 2018 yılında duraksamalar yaşansa da konut alımını kolaylaştırmak için başlatılan kampanya ve düzenlemeler sayesinde yılsonuna doğru sektörde hareketlenme gözlendi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre; 2018 yılının Ağustos ayında başlatılan ‘Türkiye için kazanç vakti’ kampanyasının da büyük etkisiyle Ekim 2018’de tüm zamanların en yüksek aylık konut satışının gerçekleştiğini vurgulayan Şua İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Nimetullah Kaya, inşaat sektörünün 2018 yılını değerlendirirken 2019 yılı ile ilgili öngörülerini de aktardı.

İnşaat maliyetleri ikiye katlandı

‘Türkiye için kazanç vakti’ kampanyası kapsamında yüzde 10 indirim uygulandığını ve konut kredisi faizlerinin 120 ay için 0.98’e indirildiğini hatırlatan Kaya, kampanyaya ek olarak KDV’nin yüzde 18’den yüzde 8’e ve tapu harçlarının yüzde 4’ten yüzde 3’e indirilmesinin konut satışları üzerinde olumlu etkileri olduğunu vurguladı. KDV ve tapu harcı indiriminin yılsonuna kadar uzatılmasının da etkisiyle inşaat sektörünün 2018 yılını mevcut şartlar gereği mümkün olan en pozitif tablo ile kapatacağını belirten Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü;  “2018 yılında başta demir, beton, akaryakıt olmak üzere inşaat maliyetlerinde ciddi oranda artış yaşandı. TÜİK tarafından açıklanan 2018 Eylül ayı inşaat maliyet endeksi sonuçlarına göre; geçen yılın aynı ayına göre yüzde 39.66, yıllık bazda ise yüzde 48,02 oranında artış görüldü. Neredeyse ikiye katlanan inşaat maliyetleri artışını mümkün olduğunca fiyatlara yansıtmayan sektör, topyekün mücadele için geliştirilen kampanyalara ek olarak şirket bünyesinde cazip ödeme planları ve ek indirimler sunarak sektörün, genel ekonominin, istihdamın ve tüketicilerin yararına olacak her türlü adımı attı. Bu sayede sektör için karamsar havanın değişmesi sağlanırken tüketiciler de avantajlı fırsatlarla konut yatırımı yapma imkanı buldu”

Bekle-gör yaklaşımındaki tüketici 2019’da harekete geçecek 

Sektörün 2019 yılına ilişkin öngörülerini paylaşan Nimetullah Kaya, şu açıklamalarda bulundu; “2019 yılında yerel seçimlerin ardından özellikle ikinci çeyrek sonrasında dolardaki hareketlilik ve faiz oranlarının normalleşeceğine inanıyoruz. Enflasyonla mücadele için gerçekleştirilen çalışmalarla birlikte açıklanan enflasyon hedeflerinin hayata geçirilmesi durumunda Türkiye ekonomisinin olumlu yönde seyredeceğini ve bu seyrin inşaat sektörüne de pozitif katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Yeni düzenlemeler ve kalıcı teşvikler için atılmaya devam edecek adımların etkisiyle şu anda bekle-gör yaklaşımı içinde olan tüketicilerin ve yatırımcıların 2019 yılında özellikle de seçim döneminden sonra harekete geçeceğini öngörüyoruz” 

Türkiye’de konuta olan talep bitmez

Türkiye'nin yüzölçümünün yüzde 92'sinin ve nüfus yoğunluğunun yüzde 95'inin deprem kuşağında bulunduğunu hatırlatan Kaya, resmi verilere göre yaklaşık 20 milyonluk yapı stoğunun 7,5 milyonunun riskli durumda olması nedeniyle kentsel dönüşüm çalışmalarına acilen hız verilmesi gerektiğinin altını çizdi. Kaya,  “Türkiye gibi genç nüfusa sahip, evlenme ve çocuk sahibi olma ve dolayısıyla yeni ya da daha geniş bir eve ihtiyaç duyulma oranı yüksek, aktif deprem kuşağında yer aldığı için deprem yönetmeliğine uygun olarak inşa edilmiş yeni konutlara taşınma ihtiyacı bulunan bir ülkede konuta olan talebin bitmesi mümkün değil. Özellikle prim potansiyeli yüksek bölgelerden gayrimenkul alımı değerli ve sürdürülebilir bir yatırım aracı olduğu için yerli ve yabancı yatırımcıların konuta olan ilgisinin 2019 yılında da artarak devam edeceğini düşünüyoruz’’ diyerek sözlerini sonlandırdı.