Yerce Mimarlık ve ZAAS, makine halısı sektörünün lider markalarından Empera için Gaziantep’te genel müdürlük binası tasarladı. Kısıtlı mimari referansa sahip bölgeye çağdaş bir soluk getiren yapının nirengi noktası olması ve markanın güçlü kimliğini temsil etmesi hedeflendi. Ağırlıklı olarak tuğla malzemeyi tercih eden mimarların ilham kaynağı ise bölgedeki kırmızı toprak oldu. 

Makine halısı sektörünün lider markalarından Empera’nın genel müdürlük binasının tasarımını kapsayan proje, Gaziantep 4. Organize Sanayi Bölgesi’nde, firmanın üretim tesislerinin bulunduğu arsa üzerinde gerçekleştirildi. Bugüne kadar hayata geçirdikleri projelerde yalın ve çağdaş çizgilere sahip tasarımlara imza atan Yerce Mimarlık ve ZAAS, Empera İdari Binası ile bölgenin dinginliğine çağdaş bir strüktür üzerinden etkileyici bir ruh kazandırıyor.

Markanın güçlü kimliğinin temsil edilmesinin hedeflendiği tasarıma yön veren veriler, iklim, çevredeki doğal bitki örtüsü, gün ışığının etkin kullanımı ve istenen karma işlev yapısı olurken, proje yerinin organize sanayi bölgesi olması dolayısıyla arsada bulunan tesislerle ilişki ve yakın çevredeki doğal peyzaj da tasarımı etkileyen faktörler arasında yer alıyor.

Çalışan mutluluğu ön planda tutularak kurgulanan iç mekan, zemin katta karşılama bölümü, tasarım ve operasyon ofisleri etrafında şekillendirilirken, birinci kat yönetim birimlerine, ikinci kat ise markanın ürünlerinin sergilendiği showroom’a ayrılmış. Yemekhane, lounge, toplantı odası ve terası içeren sosyal alanlar olarak ele alınan üçüncü katta ayrıca, cephenin geri çekilmesi ile manzaraya hâkim, gökyüzüne açılan, yarı açık bir teras oluşturulmuş. Binanın genelinde ise tüm hacimlerin gün ışığı ve manzaradan en verimli şekilde yararlanması amaçlanmış. Farklı birimler arasında istenen ayrışma mümkün olduğunca geçirgen biçimde çözümlenirken, yerine özel tasarlanan mobilyalarla iç mekânda süreklilik ve ferahlık algısı yaratılmış.

Ağırlıkla doğal bir malzeme olan tuğlanın kullanıldığı projede Yerce Mimarlık ve ZAAS ekibi, ilhamını bölgedeki kırmızı topraktan almış. Tasarımın bir parçası olarak farklı türlerdeki bitkilerin eklendiği cephe ile toprak-bozkır esaslı peyzajın yeniden ele alınan bir ifadesi şeklinde yükselen yapı, dingin doğal çevrenin içinde rengi ve canlı dokusuyla ön plana çıkarılmış. Pencerelerin önünde hayat bulan yeşil ara yüz, karasal iklimin hâkim olduğu coğrafyadaki çetin manzaraya açılan iç mekânlardaki konfor duygusunun artırılmasına, kullanıcıların doğal yaşama temas etmesine olanak sunmuş. Girişinin geniş, davetkâr bir saçakla vurgulandığı yapı, bulunduğu alandan aldığı referansların çağdaş bir mimari yorumu niteliğinde tasarlanarak bölgenin çehresine yeni bir soluk getirme hedefi ile hayata geçmiş.