Türkiye İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikası (İNTES) Yönetim Kurulu Başkanı Celal Koloğlu, 17 Ağustos Depremi’nin yıl dönümünde açıklamalarda bulundu.
“Depreme dayanıklı kaliteli yapılar ve depreme hazırlıklı, bilinçli bir toplum inşa etmeliyiz”
“Kentsel dönüşüm sürecini kapsamlı bir imar reformu ile planlamalıyız”
17 Ağustos Marmara Depremi’nin 20. yıl dönümünde kaybettiğimiz binlerce vatandaşımızın acısı hala içimizde, o görüntüler hala belleğimizde. 20 yıl önce bugün Türkiye’nin gördüğü en büyük doğal afetlerden birini yaşadık, ülkemiz tarihinin en uzun 45 saniyesinde sevdiklerimizin yok oluşuna, şehirlerimizin yerle bir oluşuna şahit olduk. 17 Ağustos Depremi’nde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına sabırlar diliyoruz.
Toplumsal belleğimizde büyük bir yara açan 17 Ağustos gibi bir felaketin bir daha yaşanmaması için kamu, özel sektör ve vatandaş olarak hepimize büyük sorumluluklar düşüyor. İNTES olarak her zaman tekrarladığımız bir husus var: Binaları yıkan deprem değil, depremi hiçe sayan bakış açıdır. Deprem maalesef ülkemiz coğrafyasının bir gerçeği, topraklarımızın yüzde doksanından fazlası deprem riski altında, büyük şehirlerimiz birinci ve ikinci derece deprem bölgeleri üzerinde kurulu, bu gerçeği değiştiremeyiz. Depremi önleyemediğimize göre onun yıkıcı etkilerini yok edecek önlemleri hayata geçirmeliyiz. Depreme dayanıklı kaliteli yapılar ve depreme hazırlıklı, bilinçli bir toplum inşa etmeliyiz. Şunu unutmayalım ki, projesi mühendislik kurallarına uygun, kaliteli malzeme ve eğitimli, mesleki yeterlilik belgeli işçiyle depreme dayanıklı konutlar inşa ettiğimiz takdirde depremden korkmamıza gerek yok.
Kalitesiz yapı üretiminin maliyetini tüm toplum olarak ödedik
17 Ağustos Depremi’nde kalitesiz yapı üretiminin maliyetini tüm toplum olarak ödedik. Geçtiğimiz 20 yılda elbette bu konuda önemli dersler çıkardık, güvenli yapıların önemi konusunda farkındalık ve bilinç arttı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’mızın bu alanda son derece önemli çalışmaları var. Bir daha böyle acılar yaşamamak için: inşaat sektörünün tamamen bir mühendislik alanı olduğu kabul edilmeli, müteahhitlik mesleğinin kriterleri belirlenmeli ve tüm sektör çalışanlarının eğitilerek sertifikalandırılması sağlanmalıdır. Burada diğer bir kritik nokta, mevcudu dönüştürürken geleceği de planlamaktır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Yapı Müteahhitlerinin Sınıflandırılması ve Kayıtlarının Tutulması Hakkında yayınladığı yönetmelik sektörümüz için bir dönüm noktası oldu. Bu yönetmeliğin hayata geçirilmesiyle inanıyoruz ki artık ekonomik ve mali yeterliliği olmayan müteahhitler yapım işlerine giremeyecek, işinin ehli müteahhit çalışacak, inşaatlar yarım kalmayacak.
Kentsel dönüşüm sürecini kapsamlı bir imar reformu ile planlamalıyız
Bugün kentsel dönüşümle ülkemiz baştan başa inşa ediliyor. Bu dönüşüm, depreme dayanıklı yapılar inşa etmek için bir fırsattır ancak İNTES olarak hep ifade ettiğimiz gibi kentsel dönüşüm bütüncül bir yaklaşımla ele alınmalıdır. Kentsel dönüşümü binaları yıkıp yerine sağlam binaların yapılması ya da detayları önemsenmeyen renovasyon çalışmaları olarak görmemeli, yaşanabilir şehirler hedefi doğrultusunda altyapısı, tarihi ve kültürel dokusuyla bir bütün olarak algılamalıyız. Diğer yandan bu süreç en düşük fiyat teklifini verenin hiçbir mesleki yetkinlik kontrolü ve yapı denetimine tabii tutulmadan yürütülebilecek bir süreç değildir, asla olmamalıdır. Esas olan yapılabilir fiyatlarla işin ihale edilmesi, gerçekçi fiyat uygulanması ve işin ehline teslim edilmesidir. Türkiye’nin geleceğini şekillendirecek bu büyük ve maliyetli dönüşümde yer alacak müteahhitlerin yeterliliklerinin tespit edilmesi ve kriterlerinin açık bir şekilde belirlenmesi son derece önemlidir. Bakanlığımızın söz konusu yönetmeliğiyle sadece belirli kriterlere sahip müteahhitler kentsel dönüşüm projelerinde yer alabilecek. Yapım sektöründe uzun yıllardır beklediğimiz bu düzenleme yeterliliği olmayan, belli kriterleri taşımayan müteahhitlerin sektörde iş üstlenmesinin önünü kapatmada çok önemli bir başlangıçtır.
Biliyoruz ki kanuna, işin fen ve sanat kurallarına, mühendislik bilimine uygun yapılar yüzlerce yıl ayakta kalıyor. Ama ne yazık ki hala milyonlarca yapı stoku güvensiz. Risk haritaları çıkarmalı ve buna dayalı olarak riskleri yenilikçi yaklaşımlar ve uygun yapı standartlarıyla asgariye indirmeye gayret etmeliyiz. Konut politikalarını, doğal afet riskleri kapsamında yeniden oluşturmalıyız. Kentsel dönüşüm sürecini kapsamlı bir imar reformu ile planlamalıyız.
Mesleki yeterlilik belgesi olmayan inşaat işçisi kalmayacak
Güvenli yapıların inşa edilmesinde en önemli unsurlardan biri mesleki yeterliliğe sahip iş gücü ile çalışmaktır. İnsan hayatına odaklanan eserler işinin normlarını bilen kişiler tarafından inşa edilmelidir. Bu konuda sektörümüzde önemli bir gelişme kaydedildi, artık inşaat sektöründe mesleki yeterlilik belgesine sahip olmayan işçi çalıştırılamayacak.
İNTES olarak “inşaat sektöründe yetersiz ve belgesiz işçi kalmasın” hedefiyle yola çıktık, bu hedef doğrultusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Mesleki Yeterlilik Kurumu tarafından yetkilendirilen uluslararası akredite TÜRKİYE MYM aracılığıyla yapmış olduğumuz mesleki yeterlilik sınavları sonucunda 19 meslekte on binlerce işçiye Mesleki Yeterlilik Belgesi vermenin, çalışma hayatına nitelikli ve belgeli işgücü kazandırmanın gururunu yaşıyoruz.
Türkiye Tasarım Vakfı, dünyanın en prestijli tasarım etkinliklerinden biri olan Londra Tasarım Festivali'nde Türkiye’nin yaratıcı gücünü ve "Hatay Yeniden Canlanıyor" projesini anlattı.
Devamını Gör...
Reportage Türkiye, ikinci projesi Afra Park özelinde eşsiz fırsatlar sunacağı satış etkinliği düzenleyecek.
Devamını Gör...