Küresel veri merkezi pazarında hızlı ve büyük bir büyüme yaşaması planlanıyor ve bu, yeni bir trend değil. Microsoft ve Amazon Web Services’den, Google ve Apple’a teknoloji dünyasındaki en büyük tüm isimler, yeni veri merkezleri için yeni lokasyonlar keşfetmek, finansal kaynak sağlamak ve bunların temelini atmak için çalışıyor. Sadece geçen yıl, Amazon ve Google, herhangi bir internet veya bulut hizmeti tedarikçisine oranla daha fazla veri merkezi açtı.  Dünya genelinde veri merkezi patlamasının yaşanması, büyük ölçüde, bağlantılı hizmetlerin sayısının on kat artmış olmasından ve bu rakamın 2022 yılına kadar yaklaşık 28.5 milyona ulaşacak olmasına bağlı. Synergy tarafından yapılan bir araştırmaya göre, günümüzde var olan hiper ölçekli 430 veri merkezine ek olarak, 132 veri merkezi daha planlama veya kurulum aşamasındadır, bunun nedeni de büyük ölçüde bulut ve internet hizmetlerine yönelik artmakta olan taleptir.

Daha büyük ve daha iyi veri merkezine olan talep artmaya devam ederken, hiper ölçekli bu veri merkezlerinin etkisi söz konusu olduğunda, görmezden gelinen aşikar bir gerçek ortaya çıkıyor.

Şu anda, veri merkezleri, dünya genelindeki elektrik kullanımının % 3’ünü oluşturuyor ve tüm Birleşik Krallık’tan daha fazla güç tüketiyor.

Küresel ölçekte ise, veri merkezleri dünyadaki sera gazı emisyonlarının %2’sine neden olmakta.

Veri merkezlerinin küresel elektrik talebi üzerindeki etkilerinin daha büyük bir enerji dönüşümünde ön plana çıkmasıyla, bu alandaki temel aktörler olumsuz etkilere karşı savaşmak üzere adımlar attı. Microsoft yakın zamanda, pek çok sebebin yanı sıra, soğutma masraflarını da düşürmek için Kuzey Denizi’nde temiz bir veri merkezi oluşturmaya teşebbüs etti. Daha ‘geleneksel’ bir yaklaşım sergileyen Apple, veri merkezlerinde % 100 yenilenebilir enerji kullanmaya devam ediyor. Şirket, bu taahhüdünü 10 yıldan fazla süredir yerine getiriyor.

Pek çok organizasyon, veri merkezlerinin etkisini yenilenebilir enerji ile azaltmak için büyük adımlar attı ancak bu noktada gözden kaçan bir husus bulunmaktadır: Yenilenebilir enerji kalıcı değildir.

Veri merkezleri, kritik yüklerin sürekli olarak ve tam güçle korunmasını temin etmek adına istikrarlı ve güvenilir enerji kaynağına güvendiği için, alternatif seçenekler de önemlidir.

Yedek UPS 

Elektrik gücünün iniş çıkışları ve istikrarsızlığıyla baş ederken, gücün üretimi ve tüketimi arasında bir denge sağlayarak güç kalitesine ulaşmak büyük önem arz ediyor. Yenilenebilir enerji dünyasına daha fazla etki edilmesiyle, bu daha zorlu bir hale geliyor. Buna bir yanıt olarak, endüstride son zamanlarda Yedek UPS olarak bilinen bir konsept, ortaya çıktı. Modern bir UPS enerji bilinçli olabilir ve akülerde depolanan enerjiyi ek faydalar edinmek için sonuna kadar kullanabilir. Bu yeteneklere sahip bir UPS, veri merkezi operatörlerinin şebeke seviyesindeki dengesizliklere yanıt vererek şebekeyi desteklemelerine olanak tanıyor ve kesintilerden korunmalarına yardımcı oluyor. Yedek UPS, başlangıçtaki UPS yatırımlarından gelen kazançları kolaylaştırabiliyor. UPSaaR kullanan veri merkezi operatörleri, şebeke için kapasite sunarak ve frekans düzenlemesi planlamalarına katılarak, büyük finansal kazanımlar sağlama potansiyeline sahiptir. Aslında, UPSaaR kullananlar, her yıl şebekeye ayrılan MW gücü başına on binlerce Euro’nun geri dönüşünü görüyor.

Peki, bu sistem nasıl çalışıyor?

Yedek UPS hizmeti, veri merkezi operatörlerinin yüksekfrekans düzenleme pazarında yer almalarına olanak tanıyor. UPS; şebeke frekans değişimlerine tepki gösterebilir ve şebekeden gelen taleple, hızlı ve doğru yanıt verebilmek için UPS tarafından çekilen ve yük seviyesinden bağımsız olan gücü düzenlemek için akülerde depolanan enerjiyi kullanabilir. Bunun bir sonucu olarak, veri merkezi operatörleri, UPS’in toplam sahip olma maliyetini dengelemekk için veya fiyatlandırma açısından veri merkezlerini çok daha rekabetçi hale getirme sürecinin bir parçası olarak ek gelir yaratırken, şebekenin frekans düzenleme çabalarını destekleyebilir.

Ne yazık ki, buradan da anlaşılacağı gibi, tüm UPS sistemleri UPSaaR teknolojisini desteklemiyor. Ancak veri merkezlerinin sayısı tahmin edildiği gibi artmaya devam ederse, endüstri liderleri en son UPS teknolojisinden tam kapasiteli olarak istifade etmeyi bir öncelik haline getirmeliler. Kontrolü veri merkezine geri vererek,enerji tedarikçilerinin gücün üretimi ve tüketimi arasında denge kurmalarına yardımcı olarak, veri merkezi endüstri karbon ayak izi ve kâr zarar hanesi üzerinde olumlu bir etkiye sahip olabilir ve olacaktır.