Oldukça zorlu ama bir o kadar da öğretici bir yılı geride bıraktık. Sektörümüz bu dönemi çok iyi analiz etti ve notlarını aldı. Sektörümüzdeki yaşanan sorunları önceden hep gördük ve her fırsatta ifade etmeye çalıştık. Karşılığını da bulduk. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın çıkarmış olduğu kanun ve yönetmelikler ile Yapı Müteahhitliğine disiplin ve tasnif geldi ayrıca her isteyenin dilediği yere dilediği projeyi yapamayacağı bir döneme girdik.
Sektörümüze bu disiplinin çok önceleri gelmesini dilerdik. Sektörün sadık emekçileri olarak, sınıfın yaramazlarının yapmış olduğu olumsuzlukların bedelini ödemek mecburiyetinde kalmamayı tercih ederdik.
Ülkemizin ve sektörümüzün yaşadığı bu zorlu süreçte, konut yapım işini sadece ‘KAR’ olarak görenler elemine olurken, ‘AR’ olarak görenler de deneyim ve birikimleri sayesinde sebat ederek ayakta kaldı. Eğer 2019 yaşanmamış olsaydı, sektöre sonradan giren ‘kar’ amaçlı firmaların yarattığı sorunlar daha fazla kangrene dönüşecek ve telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğuracaktı.
Bu dönem için yaptığımız analizlerden çıkardığımız birkaç sonucu burada dile getirmek isterim; Hangi sektörde olursa olsun, rekabet; imal edilen ürünün maliyeti, kalitesi, cazibesi, fiyatı ve verilen servis ile olur. Ancak bu güne kadar bizim BİRBİRİMİZ İLE OLAN rekabetimiz sektördeki ana hammadde olan arsayı hasılat paylaşımı ve kat karşılığı şeklinde edinirken gerçekleşti. Maalesef birbirimiz ile rekabet edelim derken ana hammaddemiz olan arsaların fiyatlarına ve oranlarına tavan yaptırdık. Neticelerini de gördük. Diğer bir husus yine hasılat paylaşımında gelir garantisi veya kat karşılığı usulünde taahhüt edilen sayı ve nitelikte gayrimenkullerin verilmesinin garantörü olmamızdı. Bu dönemde maliyetlerin aşırı artması gayrimenkullerin fiyatlarının düşmesi, bizlerin nasıl bir risk taşıdığımızı net bir şekilde bizlere gösterdi. Çözüm bu işler kar – zarar paylaşımı şeklinde olmalı.
Sektörümüzün Güven Endeksi, Tekrar Yükselecek
Tüketicinin inşaat sektörüne güven endeki 2011 başından 2019 sonuna kadar geçen sürede yani tam 9 yılda, % 94,4'ten % 68,8'e geriledi. 2019, sektöre güvenin dip yaptığı bir sene oldu. Ancak sektörümüze güvenin azalması, diğer faktörlerin yanında tüketicinin gelecek kaygısından da kaynaklandı. Son 9 yılda en fazla istihdam sağlayan sektörümüzde yeni projelerin başlamaması, işten çıkarmaların artması da güven erozyonunda önemli bir paya sahipti.
Ancak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve ilgili kurumların da devreye girmesi ile sektörde açılan bu yaralara neşter atıldı. Artık herkes konut üretimi yapamayacağı gibi, yapılacak projeler de belli bir disiplinde inşa edilecek. Özetle, 2020’de daha sağlıklı bir konut yapım süreci yaşayacağız. Buna ek olarak bu yıl zedelenen tüketici güveninin onarılmasıyla, artık kabul edilebilir fiyatlarda yeni projeler devreye girecek.
İnşaat Sektöründe çarkların tekrar dönmesi projelerin hayata geçmesi istihdamın artışında büyük katkı sağlamaya başlamaktadır. Böylelikle İnşaat Sektörünün Türkiye Ekonomisi üzerindeki önemi bir kere daha ön plana çıkmakta ve güven endeksi de yukarı doğru hareketlenmektedir.
Ancak 2020 konut fiyatlarının artacağı bir yıl olacağından tüketicilerin çok daha iyi değerlendirme yapması gereken bir dönem olacaktır.
Buna karşın konut fiyatlarındaki artış kaçınılmaz olacak. 2019’da ertelenen veya rafa kaldırılan projeler, yüzde 50'leri aşan maliyet artışlarına bağlı olarak daha yüksek fiyattan arz edilecektir. Ancak bu fiyat artışı tedrici olarak tüketiciye yansıyacaktır. Sektördeki faaliyetlerini ‘ar’ olarak benimsemiş üreticiler, tüketicinin alım gücüne uygun olarak kademeli fiyat artışı ve ödeme planları hazırlayarak arz talep dengesini sağlayacaktır.
2019’un son çeyreğinde başlayan ve aylık bazda 150 binlere ulaşan satış rakamları, yüzde 0.79 seviyesine gerileyen faiz ve 20 yıla uzayan vadelere bağlı olarak bu ivmenin 2020’de de süreceğinin göstergesidir. Konut kredi şartlarının birinci el konut talep edenler tarafından da rahatça yararlanabilmesinin sağlanması, sektörün büyümesine katkı sağlayacağı gibi sektörün genel ekonomiye sağlayacağı katma değeri artıracaktır. Bu durumun genel ekonominin tersine büyüme gösteren inşaat sektörüne yansıması, pozitif büyüme olarak görünecektir ve 2020 yılını en az yüzde 7,5 büyüme ile kapacağını düşünüyoruz.
Sonuç olarak, 2020’de toplam konut satışlarının 1,2 milyon adedi aşmasını bekliyoruz. Bu satışların en az 50 bin adedinin de yabancılara satılacağı yönünde öngörümüz bulunuyor.
Cumhuriyet değerlerine ve kazanımlarına sahip çıkmanın yolu demokrasi, laiklik, ifade özgürlüğü ve hukukun üstünlüğü ilkelerine sıkı sıkıya bağlı kalmaktan geçiyor.
Devamını Gör...
19. GYODER Gayrimenkul Zirvesi 6 Kasım’da Rixos Tersane İstanbul’da
Devamını Gör...