İPKB olarak, İSMEP projesi ile çok önemli işler başardık. Türkiye’de ilk olması ve dünyadaki en büyük risk azaltma projelerinden biri olduğu için İSMEP Projesi’nden bahsetmekten çok onur duyuyoruz ve biz anlattıkça hem ulusal hem de uluslararası kurum ve kuruluşlar kısacası herkes örnek alıp benzer projeleri uygulasınlar istiyoruz. Bilgi paylaştıkça güzeldir.
İstanbul Proje Koordinasyon Birimi hakkında kısaca bilgi alabilir miyiz?
İPKB, İstanbul Valiliği altında 2006 yılında kuruldu. 15 yıllık faaliyetimize ilk olarak Dünya Bankası’ndan aldığımız 310 milyon €’luk kaynak ile başladık. Daha sonrasında T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı’mızın sırasıyla, Avrupa Yatırım Bankası, Avrupa Konseyi Kalkınma Bankası, İslam Kalkınma Bankası, Alman Kalkınma Banka, Asya Altyapı Yatırım Bankası ve Ecobank ile yapmış olduğu sözleşmelerle şu an için 2.3 milyar €’luk bir bütçeye sahip olduk ve bu bütçeyi İstanbul Sismik Riskin Azaltılması ve Acil Durum Hazırlık Projesi için kullanıyoruz.
“Geleceğimizi Güçlendiriyoruz” sloganı ile çıktığınız bu yolda, kurumunuzun başarılarını biliyoruz. İSMEP Projesi de tüm dünyada en başarılı projelerden biri oldu. 2006 yılında başlayan İstanbul Sismik Riskin Azaltılması ve Acil Durum Hazırlık Projesi, kısaca İSMEP Projesi’nden bahsedebilir misiniz?
“Geleceğimizi Güçlendiriyoruz” sloganı ile 3 bileşen kapsamında çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Bunlar sırasıyla;
1. bileşenimiz için bütçemizin %10’luk bir kısmını ayırdık. Afad, Umke, Kızılay ve Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü’ne çeşitli ekipman, araç ve gereçler aldık. Kurumsal kapasitelerinin arttırılmasında rol aldık. Ayrıca afet durumunda etkin ve kesintisiz iletişim sağlanabilmesi adına, kurumların mevcut kullanmış olduğu analog telsiz sistemine ait riskli yapılarda bulunan antenleri İstanbul’da 16 tane kuleye taşıdık ve mikrodalga haberleşme sistemi, uydu telefonları ve fiber optik altyapı sistemleri ile haberleşme alternatifleri kurduk. Ayrıca bunlarla da haberleşme sağlanamazsa diye düşünerek, unimog haberleşme kamyonlarımız var.
1999 yılı öncesi inşa edilen, hastane, okul, hizmet binaları gibi tüm kamu binalarını güçlendirmek veya güçlendirme maliyeti yeniden yapım maliyetinin %40’nı aşıyorsa yıkıp yeniden inşa etmek, İSMEP Projesi’nin 2. bileşenini oluşturmaktadır. 1998 yılında çıkan yeni yönetmeliğe uygun olmayan her bina riskli olarak değerlendirilmektedir. Hazır perde beton kullanımı, nervürlü demir kullanılması gibi zorunlu kriterler binaların güvenilirliğini arttırmıştır. Bu yüzden 1999 sonrası yapılan binalara göreceli olarak daha güvenli yapılar diyebiliyoruz ve 99 öncesi inşa edilmiş, öncelikli dediğimiz hastaneler, yurtlar, sosyal hizmet binaları ve idari binaların %84’ünü güçlendirdik veya yeniden yaptık. Okullarda bu oran %90’nı aştı. Önümüzdeki 2 yıl içerisinde de 99 yılı öncesi inşa edilmiş,İstanbul’daki tüm okulları tamamlamış olacağız. İstanbul’un kalbinde yer alan yani ana arterlerde yer alan hastaneleri de pandemi döneminde kullanıma açtık. Örneğin, Kartal Dr. Lütfi Kırdar Şehir Hastanesi, Okmeydanı Prof. Dr Cemil Taşçıoğlu Şehir Hastanesi, Göztepe Prof. Dr. Süleyman Yalçın Şehir Hastanesi ve Marmara Üniversitesi Başıbüyük Kampüsü Prof. Dr Asaf Ataseven Hastanesi olarak 4 adet hastanede yaklaşık 3.500 yatak kapasitesini İstanbul’a sağladık. Bu hastanelerin en büyük özelliği sismik izolatör ile inşa edilmiş olmaları. Yani deprem anında da sonrasında da hiçbir aksama yaşanmadan hizmet vermeye devam edecekler. Aynı zamanda, hastanelerimiz enerji tasarruflu, yeşil hastane kapsamındalar. Hatta Kartal hastanemiz Leed Gold sertifikasına layık görüldü.
Bu çalışmalarımızla öncü olduk ve örnek olmayı da istiyoruz. Sadece deprem konusunda da değil aynı zamanda çevreci, estetik, şehrin kimliğine değer katan yapılar inşa etmemiz gerekmektedir. Biz önümüzdeki 100 yılı planlayarak adım atıyoruz. Dolayısıyla, şehre değer katan, yenilikçi, güvenli ve çevreci projelere imza atmaya devam ediyoruz.
Afet konusu hakkında bilinçlendirme ve eğitim de çok önemli. 2007 yılında 15 tane modül hazırladık. Bireyden başlayıp, aile, okul ve hastanelerde devam eden eğitim sistemimizle afet öncesi ve sonrası doğru davranış şekilleri nelerdir, gönüllü edindirme gibi konularda çalışmalarımıza sıkı bir şekilde devam ediyoruz. Doğrudan eğitim ve eğitim materyalleri verdiğimiz şu an için 3 milyon kişi var. Yeşilköy’de de 7.700 metrekarelik Afet Eğitim Merkezi yaptık. Öğrenciler, kurumlar, şirketler için sele karşı dalış eğitimlerinin verildiği, tırmanma kulelerinin olduğu, deprem anında çöken bir binada neler yapabileceğinizi anlatan çok kapsamlı bir eğitim merkezi. AFAD’a Hasdal ve Akfırat’ta olmak üzere 2 adet komuta kontrol merkezi yaptık. İkisi de birbirinin yedekleri olabilecek şekilde, deprem anında 5.000 kişinin aynı anda çalışabileceği, kendine yeten, haberleşme ve bilgi sistemleri altyapısı ile donatıldı. Hasdal Komuta Kontrol Merkezi’mizde de aktif olarak tatbikatlar gerçekleştiriliyor.
Günümüzde Büyük İstanbul Depremi’ne bir adım daha yakınken, depremle doğacak riski en aza indirmek için müteahhit ve yatırımcılara önerileriniz nelerdir? Bu konuda eğitimler düzenliyor musunuz?
İnşaat kendi kendine kontrol etme işidir aslında. Yani yatırımcı iyi müteahhitle çalışmalıdır, müteahhitin yatırımcının tutuculuğuna taviz vermeden kanunun söylediği şekilde inşa edip, standartları uygulaması lazım. Bu dengeyi kamunun önceliğinde kurmak ve denetlemek lazım. İSMEP Projesi’nin en büyük başarısı iyi bir denetim mekanizmasının olmasıdır. Biz profesyonel müşavir kadrosu ile çalışıyoruz. Denetimlerimizi müşavir firmalar gerçekleştiriyor. Dolayısıyla sahaya gelen malzemenin tatbik edilmesi ve uygulanmasına kadar tüm aşamalar denetim altında gerçekleşiyor. Bu sayede her zaman, gerçekleştirdiğimiz projelerin arkasında dimdik durabiliyoruz.
İSMEP kapsamında devam eden veya başlayacak projeleriniz hakkında bilgi alabilir miyiz? Hangi projeleri kapsam içerisine alıyorsunuz?
İSMEP kapsamında şu an için önümüzde Haydarpaşa Siyami Ersek Sağlık Kampüsü projemiz var. Proje arsasında bildiğiniz gibi tarihi yapılar da bulunmakta. Bu proje, tarihi alanları koruyarak tarihi eser olmayan riskli binaları yıkıp yeniden inşa edeceğimiz bir proje olacak. Ayrıca Fatih Sultan Mehmet Hastanesi’nin proje ihalesini de yapıyoruz. İlerideki zamanlarda da Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ni projelendirip depreme dayanıklı bir hale getireceğiz.
İPKB olarak çok önemli tecrübeler edindik İSMEP Projesi ile birlikte, bu tecrübeyi ve bilgi birikimini kullanabilmek adına, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya liderliğinde ve diğer kurumlarla çok sık bir araya geliyoruz. TBMM Deprem Komisyonunda da bu konuyla ilgili bir sunum gerçekleştirdim. Sunum raporunda İSMEP Projesi’nin diğer illerde de yaygınlaştırılması konusunda bir karar verildi.
Kentsel dönüşüm, depremle mücadelede İstanbul için çok önemli bir proje. İPKB olarak biz tecrübe ve birikimimizi alacağımız kaynakla birlikte Kentsel dönüşüme de taşımayı hedefliyoruz.
2025 yılında İSMEP Projesi tamamlandığında, toplam yatırım bütçesi ne kadar olacak?
İSMEP Projesi tamamlandığında 3-3,5 milyar €’luk bir bütçe öngörmüştük... Ancak kentsel dönüşüm projesi de dahil olursa bu bütçe artacaktır. Kentsel dönüşümde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'mız koordinasyonunda belediyeler, Toki, Emlak Bankası, Emlak Konut gibi yerel kaynaklar da bütçe ayırıyor ve biz hep birlikte bu projede rol almayı hedefliyoruz.
Enflasyon muhasebesine uyarlanmış ilk 9 aylık finansal sonuçlarına göre 18,5 milyar TL’lik ciro elde eden Çimsa, net kârını ise geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre 74% artışla 3,3 milyar TL’ye taşıdı.
Devamını Gör...