2022 yılında mobilya sektörüne dair öngörülerini aktaran Levent Çapan “2022 yılında diğer tüm sektörler gibi mobilya sektörünün de zorlu bir sınavdan geçeceğini öngörebiliriz. Artan döviz kurları, hammadde tedarik sıkıntısı, ekonomik dengelerdeki değişim ve maliyet artışlarının fiyatlara yansıması nedeni ile düşen alım gücü, sektörü etkileyen en önemli sorunların başında olacaktır” dedi.

İşletmeler Yeniliklere Açık Olmalı

Güçlü altyapıları olmayan küçük işletmeler için riskli bir dönem olacağını söyleyen Çapan “Bu gelişmeler güçlü, köklü yapılanması olmayan, öngörülü hareket etmeyen küçük ve orta ölçekli şirketler için büyük bir risk oluşturacaktır. Yenilikçi, değişen dünyaya uyum sağlayan, anlık risk analizi yapan, uzun vadeli planların yanı sıra ülke ve dünya gündemindeki ani değişimlere göre alternatif stratejiler geliştirebilen firmalar bu sınavdan daha başarılı çıkacaklar” açıklamasında bulundu.

Döviz kurlarında yaşanan artışın, mobilya sektöründeki arz-talep dengesi ve tedarik zinciri üzerindeki etkilerine dair değerlendirmelerde bulunan Levent Çapan “2022, hammadde tedarikinde yurtdışına bağımlı olan mobilya üreticilerinin, artan döviz kurlarından olumsuz yönde etkilenecekleri bir yıl olacak. İşçilik, tutkal, sünger, plaka maliyetlerindeki yükseliş son tüketiciye fiyat artışı olarak yansımaya devam edecektir” ifadelerini kullandı. Çapan, türlü zorlu koşula rağmen olumlu yönde gelişmelerin de yaşanabileceğinin de altını çizdi.

Tedarik Zincirinde Güçlü Bağlantılar Önemli

“Aynı zamanda arz talep dengesinde yaşanabilecek farklılıklar da hammadde tedarik sorunlarını gündeme getirebilir” diyen Tepe Home Genel Müdürü Levent Çapan “Hammaddede üreticilerinin ve diğer tedarikçilerin peşin ödeme talepleri de birçok küçük ve orta ölçekli şirketi zorlayacak bir dönemi beraberinde getirecektir” ifadelerini kullandı. Sürece hazırlıklı olmanın önemine dikkat çeken Çapan “Duruma hazırlıklı olmayan, alternatif aksiyon planları geliştirmeyen, nakit sıkıntısı yaşayan şirketlerin üretim faaliyetlerinde aksamalar veya durmalar gözlemlenebilir. Tedarik zincirinde güçlü ve köklü bağlantıları olan, güvenilir, sektördeki dinamikleri yakından takip eden ve esnek yapılanmaları ile hızlı reaksiyon verebilen şirketler bu süreçte daha avantajlı duruma geçecekler”dedi.