Yapıchem Kimya Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Arıcan firmanın faaliyetlerini ve çalışmalarını İnşaat&Yatırım'a aktardı
Fatih bey öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
1980 yılında Boğaziçi Üniversitesi’nde kimya mühendisliği bölümünden mezun oldum. Ardından lisansüstü eğitimimi de Boğaziçi Üniversitesi’nde kimya mühendisliği üzerine yaptım. Bunların yanı sıra Marmara Üniversitesi’nde işletme yüksek lisans eğitimi aldım.
Petrokimya Tesisleri’nde proje mühendisi olarak başladığım kariyerime, yerli ve yabancı şirketlerde üst düzey yöneticiliklerle devam ettim.
Bunun yanı sıra yapı kimyasallarını Türkiye’ye ilk getiren ve tanıtan firmada tasarım, üretim, fabrika ve üst kademe yöneticiliklerinde 10 yıl boyunca çok değerli işler gerçekleştirme fırsatı buldum.
Yerli ve yabancı şirketlerde uzun yıllar çalıştıktan sonra, 2007 yılında profesyonel çalışma hayatımı sonlandırıp Arsan Kimya’yı kurduk. Arsan Kimya olarak yapı kimyasalları sektörünün ihtiyacı olan hammadde ve yarı mamul ürünlerini, ithal ederek ya da fason ürettirerek sektöre önemli katkılarda bulunduk. 2011 yılında da Yapıchem Kimya’yı kurduk.
Yapıchem hakkında bilgi alabilir miyiz? (Kuruluş, faaliyet konuları, ekip, vs...)
Yapıchem Kimya’nın kuruluş hikayesi Arsan ile başlıyor. Arsan Kimya sürecinde hammadde ve yarı mamul ticareti yaparken elde ettiğimiz bilgi birikimiyle, sektörde gördüğümüz eksikleri gidermek, Türkiye kimya endüstrisinin küresel ekonomide hak ettiği yeri almasına katkıda bulunmak, sektöre düşük maliyetli ve yüksek kaliteli kimyasal girdileri sağlayabilmek amacıyla 2011 yılında tamamen yerli ve milli duygularla Yapıchem’i kurduk.
Attığımız bu adım bizim için sadece bir iş girişimi değil, aynı zamanda ülkemize duyduğumuz bağlılığın ve sorumluluğun bir ifadesiydi. Yapıchem'in temel amacı, Türkiye'nin kimya endüstrisine katma değer sağlamak ve yerli üretimin gücünü ortaya koymaktır. Bu doğrultuda, sektördeki ihtiyaçları ve talepleri dikkate alarak, yenilikçi ve kaliteli ürünler geliştirmeyi ve üretmeyi hedefledik.
Ülkemiz şartlarında en uygun fiyat/kalite performansı ile hem müşteriye özel, yüksek performanslı ürünlere hem de sektörün ihtiyaçlarına hızlı cevap vermeye öncelik verdik. Tuzla, Gaziantep ve İzmir olmak üzere 3 ayrı lokasyonda üretim tesisi kurduk. Yapıchem olarak, AR-GE çalışmalarını ön planda tutuyoruz ve kendi üretim tesislerimizde Türkiye’nin öz kaynaklarını kullanan projeler üzerinde çalışıyoruz. AR-GE gücümüzün yanı sıra, en önemli avantajımız, konusunda uzman olan geniş teknik kadromuz ve deneyimli satış sonrası hizmet ekibimizdir. Deneyimli personel gücümüz sayesinde sektörün saygın kuruluşlarıyla uzun ve köklü bir geçmişe dayanan iyi ilişkilere sahibiz.
Yapıchem’in kuruluşunda ilk olarak beton katkı kimyasalları üretimi ile faaliyetlerimize başladık. Ardından çimento katkı kimyasallarını ve inşaat kimyasallarını ürün portföyümüze dahil ettik.
Şu anda, Yapıchem olarak, bu üç ürün grubu altında Arstep, Degaset, Arset, Arcem ve Yapıfine markaları ile hizmet vermekteyiz.
Ciro, yatırım, üretim, satış gibi konular üzerinden 2023 yılı sizin için nasıl geçti ve 2024 yılındaki planlanan hedefler neler?
2023 yılı, Yapıchem için oldukça verimli ve başarılı bir yıl oldu. Cirodaki %50'nin üzerindeki artış, şirketin güçlü büyüme performansını yansıtıyor. Bu büyüme, hem mevcut müşterilerimizle olan ilişkilerimizi güçlendirmemize hem de yeni müşteri kazanmamıza olanak sağladı. Ayrıca, yaptığımız yatırımların hizmet ve ürün performansımızı önemli ölçüde artırdığını görmekten memnuniyet duyuyoruz. Dijitalleşme alanında yaptığımız yatırımlar, operasyonel verimliliğimizi artırmaya ve müşteri deneyimimizi iyileştirmeye odaklanıyor. Bu yatırımlar, şirketimizin rekabet gücünü artırarak gelecekteki büyüme potansiyelimizi güçlendiriyor.
2024 yılında da hedeflerimiz oldukça net. Üretim kapasitemizi artırarak daha fazla müşteriye hizmet sunmayı amaçlıyoruz. Aynı zamanda, ürün çeşitliliğimizi genişleterek pazar payımızı artırmayı hedefliyoruz. Bu doğrultuda, AR-GE çalışmalarımıza daha da yoğunlaşacak ve müşterilerimizin ihtiyaçlarına daha özgün ve etkili çözümler geliştireceğiz. Ayrıca, ihracatın ciro içindeki payını artırmak için uluslararası pazarlarda daha etkin bir şekilde varlık göstermeye odaklanacağız. Bu hedefler doğrultusunda, sürdürülebilir büyümeyi sağlayacak stratejileri benimseyerek, Yapıchem'in başarılı bir geleceğe doğru ilerlemesini sağlayacağız.
Türkiye’de yapı kimyasalları pazarı ne kadar, kaç firma var ve siz bu pazarın neresindesiniz ve Türkiye’nin dünya pazarındaki yeri nedir? Türkiye’nin içinde bulunduğu mevcut şartlarda avantajlı-dezavantajlı olduğu konular nelerdir?
Türkiye, beton ve çimento üretiminde sayılı ülkelerden biri. Özellikle çimento üretiminde Avrupa’da ilk, Dünya’da 5. sıradayız. Bu durum, kimyasal katkı maddeleri üretiminde de ülkemizi önemli bir oyuncu yapmaktadır. Türk inşaat sektörünün hem yerel pazarda hem de çevre ülkelerdeki güçlü konumu, bağlı sektörlerin global arenadaki pozisyonunu pekiştiren temel faktörler arasında yer alıyor.
Avrupa Beton Katkı Üreticileri Federasyonu (EFCA) tarafından yayımlanan 2022 istatistiklerine göre, Türkiye'nin beton kimyasal katkıları pazarı 545.000 ton ile Avrupa'nın en büyük pazarı olarak öne çıkıyor. Ülkemizde kimyasal katkı sektöründe faaliyet gösteren yaklaşık 40 firma bulunmakta, bunların bir kısmı küresel pazarlarda aktif olan uluslararası şirketler, bir kısmı ise yerli girişimlerden oluşmaktadır. Pazarın büyük bir kısmını ise, şirketimizin de üyesi olduğu Katkı Üreticileri Birliği (KÜB) altında toplanan 11 firma temsil etmektedir.
Türkiye’nin içinde bulunduğu mevcut şartlarda avantajlı-dezavantajlı olduğu noktalara gelirsek; ülkemizdeki ekonomik dalgalanmalar, küresel tedarik zinciri sorunları ve döviz kurlarındaki hareketlilik, sektörümüzü etkileyen başlıca zorluklardır. Ancak yapı kimyasalları sektörü, inşaat ve yapı projelerinin sürekli olarak ihtiyaç duyduğu temel malzemeleri sağlaması nedeniyle, bu tür zorluklara karşı görece dirençli bir yapı göstermektedir.
Türkiye’de yapı kimyasallarında yıllık ne kadar üretim oluyor, Yapıchem bunun ne kadarını sağlıyor?
Türkiye'nin yapı kimyasalları sektörü, özellikle beton ve çimento katkı maddeleri üretimi açısından büyüme ve gelişme göstermekte. Avrupa Beton Katkı Üreticileri Federasyonu (EFCA) tarafından sağlanan 2022 verilerine göre, ülkemizde yıllık 545.000 ton beton ve 30.000 ton çimento katkısı üretimi gerçekleşmiş. 2023 ve 2024 yıllarında bu rakamların önemli ölçüde arttığına şahit olduk. Bu artış, sektörümüzün dinamizmini ve ülkemizin inşaat sektöründe süregelen güçlü büyümesini yansıtmaktadır.
Yapıchem olarak biz; bu gelişmekte olan pazarda önemli bir rol oynamaktayız. Pazarın ihtiyaç duyduğu katkı maddelerinin üretiminde, Katkı Üreticileri Birliği (KÜB) çatısı altında yer alan 11 firma ile pazarın ihtiyacının büyük bir kısmını karşılayan lider firmalardan biri olarak öne çıkıyoruz.
Yapı kimyasalları sektöründe dünyada en çok ihracatı hangi ülkeler yapmaktadır? Siz ne kadar ihracat yapıyorsunuz? Hangi ülke pazarlarına, ne tür ürünlerden ihracat yapıyorsunuz? Geçtiğimiz yıl cironuzun yüzde kaçı ihracattan geldi?
Türkiye yapı kimyasalları sektörünün en çok ihracat yaptığı ülkeler arasında, özellikle Orta Doğu, Balkanlar, Kuzey Afrika, Türki Cumhuriyetler ve Karadeniz’e komşu ülkeler ön plana çıkıyor. Bu coğrafyalara olan ihracat, sektördeki dinamikleri ve pazar ihtiyaçlarını yansıtırken, Türkiye'nin stratejik konumu ihracat faaliyetlerimiz için benzersiz avantajlar sunuyor.
Yapıchem olarak biz, 22 farklı ülkeye ihracat yapmanın gururunu yaşıyoruz. İhracat
faaliyetlerimiz, beton ve çimento katkıları başta olmak üzere geniş bir yapı kimyasalları ürün yelpazesini kapsıyor. Ülkemizin bu sektördeki tecrübe ve bilgi birikimi, ürün çeşitliliğimiz, maliyet avantajımız ve stratejik konumumuz, global pazarda rekabet edebilirliğimizi artırıyor.
Her geçen yıl, ihracatımızın ciromuzdaki payı artış göstermekte. Bu artış, Yapıchem olarak global pazarlardaki etkimizi ve marka değerimizi sürekli güçlendirdiğimizin bir göstergesi. İhracat faaliyetlerimiz, aynı zamanda Türkiye ekonomisine döviz girdisi sağlama hedefimizi destekler niteliktedir.
AR-GE ve sürdürülebilirlik anlamında firmanızın yaptıkları ve yeni dönemde yapmayı planladıkları nelerdir?
Tamamen yerli sermayeli bir firmayız. Türkiye’nin mevcut kaynaklarını kullanarak daha ekonomik ve yüksek performanslı kimyasal katkılar geliştiriyoruz. Böylelikle, bir yandan müşterilerimize kaliteli hizmet verip diğer yandan da Türkiye’ye döviz girdisine katkıda bulunuyoruz. Bu nedenle kuruluşumuzdan bu yana AR-GE ve ÜR-GE konularına çok önem veriyoruz. Sektörün en önemli hammaddesi olan yeni nesil beton katkılarının olmazsa olmaz ürünü olan PCE (Polikarboksilatlar) adlı kimyasalları ithal etmek yerine Türkiye’de ilk üreten firmalardan biri olduk. Buradaki en önemli farkımız, bu kimyasalları tamamen kendi AR-GE gücümüzle geliştirmiş olmamız. Bu anlamda sadece Yapıchem tarafından geliştirilen yarı mamul ürünlerimiz var. Yeni geliştirdiğimiz 5 ürünle ilgili TÜBİTAK’tan destek aldık. Bunun yanı sıra KOSGEB ve üniversiteler ile ortak çalıştığımız projelerimiz de mevcuttur.
2023, AR-GE ve sürdürülebilirlik adına alternatif ve yenilenebilir malzeme araştırmaları yaptığımız, çimento ve beton endüstrileri için karbon emisyonunu azaltıcı katkı kimyasalları üzerinde çalıştığımız bir yıl oldu. Yeni dönemde, ulusal stratejik hedef ve politikalar kapsamında belirlenen öncelikli alanların yanı sıra AB tarafından açıklanan Yeşil Mutabakat Sanayi Planı ile sanayi sektörünün yeşil dönüşümü ve dolayısı ile sürdürülebilirlik hedefini vizyon edinerek, AR-GE çalışmalarının %80’ini yeni ve daha sürdürülebilir ürünler geliştirmeyi amaçlayan projelere ayırdık.
Teknolojik gelişmelerin hız kazandığı bu dönemde, faaliyetlerinizde bu gelişmelerden nasıl faydalanıyorsunuz?
Teknolojik gelişmelerin ivme kazandığı bu dönemde, Yapıchem olarak, dijital dönüşüm yolculuğumuzda çeşitli yenilikçi teknolojileri bünyemize entegre ederek önemli adımlar atıyoruz. İş süreçlerimizin dijitalleşmesi ve verimliliğimizin artırılması adına yapay zekâ, nesnelerin interneti (IoT) ve büyük veri gibi teknolojilerin gücünden yararlanıyoruz. Bu teknolojiler, operasyonlarımızı daha akıllı ve esnek hale getirerek, pazarın dinamik ihtiyaçlarına hızlı ve etkin bir şekilde yanıt vermemizi sağlıyor.
Yapay zekâ (AI), özellikle veri analizi ve karar destek sistemlerimizde kritik bir rol oynuyor. Veri tabanlı karar alma süreçlerimizi optimize ederek, müşteri memnuniyetini artırmak ve üretim maliyetlerini minimize etmek için derinlemesine analizler yapmamızı sağlıyor.
Nesnelerin interneti (IoT), üretim tesislerimizdeki makine ve ekipmanların akıllıca birbirleriyle ve merkezi sistemlerimizle iletişim kurmasına olanak tanıyarak, süreçlerimizi gerçek zamanlı olarak izlememizi ve yönetmemizi sağlıyor. Bu sayede, potansiyel sorunları erkenden tespit edebiliyor, bakım ve onarım faaliyetlerimizi daha verimli bir şekilde planlayabiliyoruz.
Büyük veri teknolojileri ise, müşteri tercihleri ve piyasa trendleri üzerine derinlemesine bilgiler sunarak, ürün geliştirme ve pazarlama stratejilerimizi daha etkin bir şekilde şekillendirmemize yardımcı oluyor. Veri odaklı yaklaşımımız, katma değeri yüksek ürünler geliştirmemize ve pazara sunmamıza olanak tanıyor.
Bu teknolojik entegrasyonlar, Yapıchem olarak bizi sadece bugünün değil, aynı zamanda yarının zorluklarına karşı da hazırlıyor. Müşterilerimize daha iyi hizmet verebilmek, sürdürülebilir büyüme sağlamak ve sektördeki lider konumumuzu pekiştirmek için dijital dönüşüm sürecimizi sürekli olarak geliştiriyor ve yeniliklere açık bir şekilde ilerliyoruz.
Ülke genelinde yürütülen kentsel dönüşüm çalışmalarına dair değerlendirmeleriniz nelerdir?
Türkiye'nin kentsel dönüşüm çalışmaları, ülkenin deprem kuşağında bulunması nedeniyle hayati bir öneme sahiptir. Bu projeler, eski ve güvensiz yapıların modern, güvenli ve sürdürülebilir binalarla yenilenmesini hedeflemekte, bu süreçte toplumsal, ekonomik ve çevresel etkilerin dikkatlice değerlendirilmesini gerektirmektedir. Yapıchem olarak, kentsel dönüşüm projelerinin bu çok boyutlu yönünün farkındayız ve bu süreçte üzerimize düşeni yerine getirme konusunda kararlıyız.
Bu vizyonumuz doğrultusunda, AR-GE bütçemizin büyük bir kısmını, sürdürülebilir ve yenilikçi ürünler geliştirmeye ayırmış bulunmaktayız. Özellikle, kentsel dönüşüm projeleri kapsamında ortaya çıkan ciddi miktardaki inşaat atıklarının yeniden değerlendirilmesi ülkemiz için hem maliyet bakımından hem de çevresel etkileri bakımından çok büyük önem arz etmektedir. Biz de; geri dönüştürülmüş malzemelerin kullanımını teşvik etmeyi amaçlayan; büyük çaplı bir AR-GE projesinin paydaş firmalarından olduğumuz; bizi çok heyecanlandıran bir sürecin içerisindeyiz.
Kentsel dönüşüm çalışmaları, yalnızca fiziksel yapıların yenilenmesi değil, aynı zamanda toplumun refahını, ekonomik kalkınmayı ve çevresel sürdürülebilirliği de hedefleyen kompleks projelerdir. Yapıchem olarak, bu dönüşüm sürecinde önemli bir rol oynamaktan ve Türkiye'nin daha güvenli, yaşanabilir ve yeşil bir geleceğe doğru ilerlemesine katkıda bulunmaktan gurur duyuyoruz.
Önümüzdeki süreçte pazara sunacağınız yeni bir ürününüz ya da yeni bir yatırımınız olacak mıdır?
Yapıchem olarak, kurulduğumuz günden itibaren yaptığımız AR-GE çalışmalarıyla sektöre katkı sağlıyoruz. Önümüzdeki süreç için, öncelikli olarak çimento ve beton sektöründe karbon salınımını azaltacak ürünler için AR-GE çalışmalarımız yoğun bir şekilde devam ediyor. Yine daha önce de ifade ettiğim gibi, inşaat atıklarının değerlendirilebilmesi ile ilgili başlatılan büyük bir AR-GE projesinin paydaş firmalarından olduğumuz bir sürecin içerisindeyiz.
Bununla birlikte, yerli üretimi her zaman odak noktasında tutan bir firma olarak, ürün çeşitliliği öncelikli hedeflerimizdendir. Hem üretim kapasitesi hem de ürün çeşitliliğini artırmak adına en kısa zamanda yeni bir fabrika yatırımı hedefliyoruz.
Günümüz şartlarında Türkiye’deki inşaat sektörüne dair görüşleriniz nelerdir? Bu çerçevede kendinizi bu şemada nerede görüyorsunuz?
Türkiye’de inşaat sektörü oldukça önemli, sürekli büyüyen ve dinamik bir sektör. Ülkenin coğrafi konumu, nüfus artışı sebebiyle barınma için yeni konut ihtiyacının doğması ve ekonomik büyüme potansiyeli sektörü sürekli canlı tutuyor. Bununla birlikte, kentsel dönüşüm, deprem bölgesinde olmamız sebebiyle yapıların yenilenmesi, ticari, endüstriyel yapılar ve alt yapı projeleri de sektörün hareketli olmasına neden oluyor.
Ancak, inşaat sektörü aynı zamanda ekonomik dalgalanmalardan en çok etkilenen sektörlerin başında geliyor. Ekonomik krizler ve finansal zorluklar sektörü derinden etkiliyor.
Yapıchem olarak temel motivasyonumuz uluslararası oyuncuların hakim olduğu ve yerli sermayeli firmaların rekabet etmekte zorlandığı yapı ve katkı kimyasalları sektöründe inovasyon ve üretim etkinliğini öne çıkararak müşteriler için alternatif oluşturmaktır.
Hem ihracat hem de iç pazarda her geçen yıl ciromuzu artırmamız ve yatırım odaklı yaklaşımımız ile sektörde kalıcı bir yer edindik.
Deprem kuşağında yer alan bir ülkeyiz ve büyük yıkıcı depremlerle karşı karşıya kalıyoruz. Bu konuda Türkiye’nin yaptığı atılımlar, geride kaldığı yönler nelerdir sektörünüz açısından?
Deprem, ülkemiz için çok acılı bir süreç. Bu konuda atılan adımlar maalesef yeterli değil. Bu konuda henüz tam bilinçlenmiş değiliz. Deprem konusunda yapılması gereken en önemli şey, kontrol mekanizmalarını etkin hale getirmek. Binaların deprem yönetmeliğine uygunluğunu kontrol eden yapı denetim şirketlerinin çok daha donanımlı hale getirilmesi gerekiyor. Denetim doğru şekilde yapıldığında, sorunun büyük bir bölümü de çözülmüş olacak.
Katkı sektörü açısından ise, beton katkılarının betona ciddi bir mukavemet sağladığı gerçeğinin göz önünde bulundurulması gerekiyor. Bu nedenle, bütün beton firmalarının katkı kullanımı konusunda teşvik edilmesi ve kullanılacak katkıların da kaliteli olması büyük önem taşıyor.
Ayrıca, zemin ve alt yapı olarak uygun olmayan yerlerde inşaat yapımının önüne geçilmesi gerekiyor. Kaygan zeminler, kayalık olmayan zeminler, dere yatakları gibi zemin etüdü, kat sayısı uygun olmayan zeminlere kesinlikle inşaat ruhsatı verilmemesi çok önemli.
Özetle, deprem gerçeğiyle karşı karşıyayken, doğru proje, uygun zemin, doğru uygulama ve doğru denetim kaçınılmaz gerçeklerdir.
2023 yılı nasıl geçti, 2024 yılına dair sektör ve firma adına beklentileriniz – öngörüleriniz nelerdir?
Beton ve çimento katkıları açısından baktığımızda, katkı sektörü inşaat endüstrisinde önemli bir rol oynamaktadır ve inşaat faaliyetlerinin hacmiyle doğrudan ilişkilidir. Bu sektörün performansı, inşaat projelerinin talep durumu, ekonomik büyüme, altyapı yatırımları ve gayrimenkul sektöründeki gelişmeler gibi bir dizi faktöre bağlıdır.
Avrupa Beton Katkı Üreticileri Federasyonu'nun (EFCA) 2022 verilerine göre, Türkiye’nin 545 bin tonluk katkı pazarı ile Avrupa'da lider konumda olduğunu görmekteyiz. Bu, Türkiye'nin küresel yapı kimyasalları sektöründe ne kadar önemli bir role sahip olduğunun bir göstergesidir. 2023 yılı verileri henüz netleşmemiş olsa da, yapılan iç satış ve ihracatlar doğrultusunda söyleyebiliriz ki; sektörün büyüme trendi dünyada ve Türkiye’de devam etmektedir.
Bu bağlamda, 2024 yılı için, inşaat sektöründeki canlılık ve süregelen altyapı projeleri ışığında, katkı sektöründe pozitif bir büyüme trendi öngörüyoruz. Ancak, küresel ekonomik dalgalanmalar, inşaat maliyetlerindeki potansiyel artışlar ve malzeme tedarikindeki zorluklar gibi faktörlerin büyümemizi sınırlandırabileceğinin de farkındayız. Yapıchem olarak farkımız, sektördeki değişken koşullara hızla uyum sağlayarak ve stratejik planlarımızı sürekli olarak yenileyerek, bu dinamik pazarda sağlam adımlarla ilerleyip büyüme hedeflerimizi gerçekleştiriyor olmamız.