Sürdürülebilir ve hafif inşaat çözümlerinde dünya lideri Saint-Gobain, Weber’in 7. fabrikası ile yeni bir yatırıma imza atıyor. Aralarında Weber, Chryso, Vetrotech, Ecophone, Saint-Gobain Glass, PAM, Saint-Gobain Aşındırıcılar gibi şirketlerin olduğu, iştirakleri içerisinde İzocam ve Dalsan’ın da yer aldığı 14 marka ile faaliyet gösteren Saint-Gobain Türkiye’nin Endüstri 4.0 standartlarındaki Weber üretim tesisi Haziran ayında faaliyete başlayacak. 

Endüstri 4.0 standartlarında tesis
 
Tesis çevre ve iş güvenliği temel alınarak dünya standartlarında üretim (WCM) gerekliliklerine göre projelendirildi. Diyarbakır OSB 4. Etapta 6.200 m2’si kapalı olmak üzere toplamda 25.000 m2 alana kurulan tesis,  alanında lider Avrupa menşeili ve yerel tedarikçiler ile Endüstri 4.0 standartları esas alınarak, 10 milyon euroluk yatırımla inşa edildi. Ek olarak tesis, 2025 yılında devreye alınması planlanan Güneş Enerjisi Santrali (GES) ile enerjisinin önemli bir bölümünü karbon salınımı yapmadan üretebilecek. Saint-Gobain, Weber markası ile bu tesiste Yapıştırma Harçları, Çimento Esaslı Sıvalar, Mantolama Sistemleri, Zemin Sistemleri ve Derz Dolguları üretecek. 

Saint-Gobain Türkiye CEO’su Aykut Aydoğan, “Faaliyetlerimizde iş süreçlerimizin ötesine geçerek, topluma ve çevreye olan sorumluluğumuzu ön planda tutuyoruz ve yapmış olduğumuz her yatırımda daha rekabetçi hale gelmeyi, bölgedeki müşterilerimize daha yakın olarak hizmet kalitemizi artırmayı amaçlıyoruz. Sürdürülebilirlik ilkelerini ve performans kriterlerini gözeterek üretim yapıyoruz. Pazara yenilikçi çözümler sunarak inşaat sektörünün sürdürülebilirlik dönüşümünde bir referans noktası oluyor, faaliyet gösterdiğimiz her alanda çevreye ve topluma karşı sorumluluk bilinci ile hareket ediyoruz. 2025 yılında devreye almayı planladığımız güneş paneli yatırımıyla enerjimizin büyük bir kısmını daha düşük karbon salımı ile sağlayabileceğiz. Bu da örnek olması gereken yaklaşımlarımızdan biridir. Bununla birlikte, tesisimiz doğrudan ve dolaylı olarak bölgeye iş imkanları sunarak yerel ekonomiye de katkı sağlayacak. Yatırımlarımıza ve topluma fayda sağlayacak projeler üretmeye, iş birlikleri geliştirmeye, tüm paydaşlarımız ve ülkemiz için değer yaratmaya devam edeceğiz.” dedi.Sürdürülebilir ve hafif inşaat çözümlerinde dünya lideri Saint-Gobain, Weber’in 7. fabrikası ile yeni bir yatırıma imza atıyor. Aralarında Weber, Chryso, Vetrotech, Ecophone, Saint-Gobain Glass, PAM, Saint-Gobain Aşındırıcılar gibi şirketlerin olduğu, iştirakleri içerisinde İzocam ve Dalsan’ın da yer aldığı 14 marka ile faaliyet gösteren Saint-Gobain Türkiye’nin Endüstri 4.0 standartlarındaki Weber üretim tesisi Haziran ayında faaliyete başlayacak. 

Endüstri 4.0 standartlarında tesis

Tesis çevre ve iş güvenliği temel alınarak dünya standartlarında üretim (WCM) gerekliliklerine göre projelendirildi. Diyarbakır OSB 4. Etapta 6.200 m2’si kapalı olmak üzere toplamda 25.000 m2 alana kurulan tesis,  alanında lider Avrupa menşeili ve yerel tedarikçiler ile Endüstri 4.0 standartları esas alınarak, 10 milyon euroluk yatırımla inşa edildi. Ek olarak tesis, 2025 yılında devreye alınması planlanan Güneş Enerjisi Santrali (GES) ile enerjisinin önemli bir bölümünü karbon salınımı yapmadan üretebilecek. Saint-Gobain, Weber markası ile bu tesiste Yapıştırma Harçları, Çimento Esaslı Sıvalar, Mantolama Sistemleri, Zemin Sistemleri ve Derz Dolguları üretecek. 

Saint-Gobain Türkiye CEO’su Aykut Aydoğan, “Faaliyetlerimizde iş süreçlerimizin ötesine geçerek, topluma ve çevreye olan sorumluluğumuzu ön planda tutuyoruz ve yapmış olduğumuz her yatırımda daha rekabetçi hale gelmeyi, bölgedeki müşterilerimize daha yakın olarak hizmet kalitemizi artırmayı amaçlıyoruz. Sürdürülebilirlik ilkelerini ve performans kriterlerini gözeterek üretim yapıyoruz. Pazara yenilikçi çözümler sunarak inşaat sektörünün sürdürülebilirlik dönüşümünde bir referans noktası oluyor, faaliyet gösterdiğimiz her alanda çevreye ve topluma karşı sorumluluk bilinci ile hareket ediyoruz. 2025 yılında devreye almayı planladığımız güneş paneli yatırımıyla enerjimizin büyük bir kısmını daha düşük karbon salımı ile sağlayabileceğiz. Bu da örnek olması gereken yaklaşımlarımızdan biridir. Bununla birlikte, tesisimiz doğrudan ve dolaylı olarak bölgeye iş imkanları sunarak yerel ekonomiye de katkı sağlayacak. Yatırımlarımıza ve topluma fayda sağlayacak projeler üretmeye, iş birlikleri geliştirmeye, tüm paydaşlarımız ve ülkemiz için değer yaratmaya devam edeceğiz.” dedi.