Yılın ilk yarısındaki ihracat performansının bütün yıla yayılması durumunda sektörün ihracatta birinci sıraya çıkabileceğini vurgulayan TÇMB Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Tamer Saka, dünyayı etkisi altına alan COVID-19 salgını nedeniyle önümüzdeki dönemde satışların azalabileceğine dikkat çekti.

Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği (TÇMB), Türk çimento sektörünün 2020 yılının 4 aylık ihracatı ile 2020 Ocak-Şubat ayı üretim ve satış rakamlarını açıkladı.

2020 yılı Ocak-Şubat döneminde Türk çimento sektörünün üretimi geçen yılın aynı dönemine göre %15.5’lik artışla 7,3 milyon tona çıktı. Yılın ilk iki ayında çimento sektörünün iç satışları ise geçen yılın aynı dönemine göre 3.1’lik artışla 5 milyon tona yükseldi.

2020 yılının ilk 4 ayında ise sektörün toplam ihracat miktarı %37 oranında artarak 10,2 milyon ton gerçekleşti. İhracat geliri ise %20 artışla 352 milyon dolar oldu. Aynı dönemde çimento ihracatı % 41,4 aratarak 4,9 milyon tona, klinker ihracatı ise %33,2 artarak 5,3 milyon tona yükseldi. Çimento ve klinker ihracatı miktar bazında en çok ihracat yapılan ilk iki ülke ABD ve Gana olurken, ihracat miktarı en çok artan ülke Ukrayna oldu. Bu ülkeyi Togo ve Romanya izledi.

2019 yılında Vietnam’dan sonra dünyanın en büyük ikinci çimento ve klinker ihracatçısı olan Türk çimento sektörü Avrupa’nın birinci, dünyanın 6’ncı büyük üreticisi konumunda. Yılın ilk yarısındaki ihracat performansının bütün yıla yayılması durumunda sektörün ihracatta birinci sıraya çıkabileceğine dikkat çeken Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Tamer Saka, konuya ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:

“2020 Ocak ayında Türk çimento sektörünün iç satışlardaki küçülmesi sona ererken, yıla ihracatta da artışla başlamıştık. 2019 yılında yaşanılan daralmadan sonra bu gelişmeler düzelmeye işaret ederken, Şubat ayında iç pazarda tekrar daralma gördük. İhracatta planlanın üzerinde görmüş olduğumuz artış uluslararası rekabette umut verici. Ancak COVID-19 salgınının yarattığı belirsizlik nedeniyle önümüzdeki dönemde satışlarda azalma riski öngörüyoruz. Sektörün uluslararası rekabette kazandığı ivmeyi koruyarak ülkemize döviz girdisi ve istihdam güvencesi sağlamaya devam etmesi için desteklenmesi önem arz ediyor.”