Dayanıklı Bir Blok Zincirine Sahip Olmanın Yolu Bizans Hata Toleransı’ndan Geçiyor
Kripto dünyasında merkeziyetsiz bir ağın sahte bilgileri ayıklayıp reddetme kabiliyetini ifade eden Bizans Hata Toleransı (BFT), ağın bütünlüğünün bozulmaması adına büyük önem taşıyor. Kriptoda karşımıza çıkan merkeziyetsizlik kavramı, temelde merkezi savunmaların etkisini ortadan kaldırarak erişim sahibi olmayan kişilere, izin gerekmeksizin sektörün tamamını açmayı ve kripto zincirlerine katılabilmesini sağlıyor. Blok zincirleri, işlemleri doğrulayarak mutabakata varan bilgisayar node’larından oluşan ve merkeziyetsiz ağların hiçbir aracı olmadan çalışmasını sağlayan dağıtık bir sistem aracılığıyla başarıyor. Bizans Hata Toleransı, merkezi güç yapıları bulunmayan merkeziyetsiz sistemlerin sağlam güvenlik önlemleri alması gerektiği noktada devreye giriyor. Tüketiciler ve kuruluşlar için kritik dijital varlık güvenliği ve kullanımı konusunda dünya lideri olan Ledger, Blok Zincirinde Bizans Hata Toleransı’nı detaylarıyla açıklıyor.
Kriptoda ağın bütünlüğü açısından önem taşıyan ve merkeziyetsiz bir ağın sahte bilgileri ayıklayarak reddetmesini sağlayan Bizans Hata Toleransı (BFT, Byzantine Fault Tolerance), kullanıcıların sahte bilgiler sunmasını engellerken node’lar arızalandığında veya kötü amaçlı olduğunda bile ağların çalışmaya devam etmesini sağlıyor. Tüm merkeziyetsiz blok zincirlerinin BTF’ye sahip olması için Bizans Generalleri Problemini çözmesi gerekiyor. Bizans Generalleri Problemi ise, bir grup generalin kuşattıkları şehir hakkında ne yapacaklarına mesaj yoluyla karar vermeleri, ancak mesajların müdahaleye açık olmasından kaynaklı gerçek bilgiye ulaşma konusunda zorluk yaşadıkları ve başarılı olabilmek için tüm generallerin aynı anda saldırması gereken farklı zamanlarda saldırırsalar başarısız olacakları bir problem olarak biliniyor. Bu bağlamda, mutabakata varması gereken generaller yerine node’lardır; saldırma veya geri çekilme kararı da ağın mevcut durumunu temsil ediyor. Bizans hatası, sistemin hangi node’ların arızalı, hangilerinin çalıştığını ayırt edemediği ve geçerli işlemler ile sahte işlemleri birbirine karıştırdığında söz konusu haline geliyor. Başarısız olmamak için bir ağdaki node’ların çoğunluğunun mutabakata varması gerekir. Bu doğrultuda varılan mutabakat, çift harcama olarak adlandırılan aynı token’ın iki kez harcanması gibi sorunların önüne geçiyor. Blok zincirlerinde büyük öneme sahip olan mutabakat mekanizmalarının temel görevlerinde, ağ katılımcılarının ağın çıkarına çalışmasını sağlayacak güçlü teşvikler oluşturmak ve kullanıcıları kötü amaçlı eylemlerden uzaklaştırmak yer alıyor. Tüketiciler ve kuruluşlar için kritik dijital varlık güvenliği ve kullanımı konusunda dünya lideri olan Ledger, en popüler mutabakat mekanizmalarından bazılarını ve bu probleme karşı nasıl bir yaklaşım benimsenebileceğini aktarıyor.
Bitcoin Gibi İş İspatı Ağlarında Bizans Hata Toleransı
Bir PoW sisteminde işlemleri doğrulayan ve blokları oluşturan node’lar madenci olarak adlandırılıyor. Blok zincirine yeni bir blok eklemenin zamanı geldiğinde, madenciler hesaplama problemlerini çözmek için rekabet ediyor çünkü her bir problemin yanıtı madenciye bir hash sağlıyor. Bu hash’ler, madencinin bloku oluşturma işini yaptığını kanıtlarken node’ların blokun geçerliliğini doğrulamasına da olanak tanıyor. Node’lar mutabakata vardığında blok da zincire ekleniyor ve bu karmaşık problemleri çözebilmek için madencilerin son derece özel donanımlara yatırım yapması ve bu donanımların da bakımını yapmaları gerekiyor. Tüm bu özel donanımların tutarlı bir şekilde çalışması için de yüksek miktarda enerji lazımken, bu giderler, madencileri ağın çıkarına hareket etmeye teşvik ediyor.
Ethereum Gibi Hisse İspatı Ağlarında Bizans Hata Toleransı
Ağ doğrulayıcılarının, işlemleri doğrulayıp bloklar oluşturmak için staking olarak adlandırılan bir mekanizma kapsamında, sahip oldukları yüksek bir miktarda kripto parayı kilitlemeleri gerekiyor. Bu kitleme de sistemi aldatmayı finansal açıdan imkânsız bir hâle getiriyor. Örneğin, Ethereum ağındaki doğrulayıcıların 32 ETH stake etmeleri gerekir ve bu birçok kişinin verebileceğinden çok daha yüksek miktarda bir kripto para anlamına geliyor. Ayrıca birçok hisse ispatı ağında kötü amaçlı veya düzgün çalışmayan node’lara karşı uygulanan cezalandırma yöntemleri de bulunuyor. Kesinti (slashing) uygulamasında, bir doğrulayıcı rolünü yerine getiremediğinde stake ettiği kripto paraları kaybedebilme riskiyle karşılaşabiliyor. Adaylı hisse ispatı (NPoS) ve Yetkilendirilmiş hisse ispatı (DPoS) da dâhil olmak üzere, hisse ispatı mutabakat mekanizmalarının tüm çeşitleri bizans hatası toleransını bünyesinde bulunduruyor. BFT sağlayan mutabakat mekanizmalarının diğer örnekleri arasında Otorite İspatı (PoA) ve Kimlik İspatı (PoI) yer alıyor.
Kriptoda BFT ile İlgili Son Düşünceler Neler?
Bizans hata toleransı, yolsuzluğa karşı dayanıklı bir blok zincirine sahip olmanın anahtarı olduğundan açık blok zincirlerinde büyük bir önem arz ediyor. Bizans hata toleransı gibi mekanizmalar olmadan bir blokun geçerli olup olmadığını bilmek pek mümkün olmuyor. Bu da çift harcama riskini ortaya çıkarıyor ve tüm ağın güvenliğini sekteye uğratıyor. Kısacası, Bizans hata toleransı tüm açık blok zincirleri için son derece büyük önem taşıyor.
Kripto dünyasında ister ağ seviyesinde ister kişisel seviyede olsun, güvenlik azami öneme sahiptir. Self-custody (Bireysel Kontrol), kriptoda güvenlik konusunu ciddiye alanlar için tek gerçek çözüm olarak karşımıza çıkıyor. Tüketiciler ve kuruluşlar için kritik dijital varlık güvenliği ve kullanımı konusunda dünya lideri olan Ledger, bireysel kontrol sağlanmadan kripto sahibi olmanın bir anlamı olmadığını savunurken, tam da bu nokta da kullanıcılara sunduğu yüksek güvenlik donanımına sahip cihazlarıyla dijital varlıkları güvence altına almanın getireceği rahatlığı hatırlatıyor.